PLAN YÜRÜYOR MU?
Ertuğrul Özgün

Ertuğrul Özgün

MEMLEKET İŞLERİ

PLAN YÜRÜYOR MU?

09 Nisan 2024 - 04:50

Dün sosyal medyada bakınırken bir yazı ilgimi çekti.
Kendini “yalnız devrimci” olarak tanıtan birisi paylaşmış.
“Son yirmi yılın hasar raporu:
Ülkücüler kimliklerini, solcular ideolojilerini, İslamcılar imanlarını kaybetti.”
Önce yüzümü acı bir tebessüm kapladı, sonra üst üste birkaç kere okudum. Her okudukça neler oldu bu yirmi yılda diye düşünmeye başladım. Devrimcilerin ideolojileri de kendileri de zaten ortada. İslamcıların imanlarını da Allah’a bırakıp on beş yaşımda içinde yer aldığım ülkücü hareketin son yirmi yılını hatırlamaya çalıştım.
Türk milliyetçileri (ülkücüler)hiçbir hesap yapmadan, sormadan, sorgulamadanilk büyük buluşmaları olan Alparslan Türkeş’in cenaze merasimi canlandı gözümün önünde önce. Olumsuz hava koşullarına rağmen, Türkiye’nin her köşesinden gelerek Ankara da toplanan milyonların o görüntüsünün, Türk milletinde bulduğu karşılık, % 18 oyla MHP’yi ikinci parti olarak meclise taşımak olmuştu.
Her seçimde katlanarak büyüme temayülü gösteren ülkücü hareketin, bundan sonraki seçimde birinci parti ve tek başına iktidar olması beklenirken, çok başka şeyler oldu.
MHP’nin de içinde yer aldığı hükümet yıkıldı.Yeni hükümet oluşumu arayışlarında MHP devre dışına itildi. Sonra da herkesin farklı yorumlarla açıklamaya çalıştığı 2002 genel seçimi…
Bizim gördüğümüzü ve beklediğimizi, memleketin geleceği ile ilgili hesapları olan başkaları da görmüştü çünkü. Türk Milliyetçilerinin (ülkücülerin) tek başına iktidar olma şansını yakaladığını egemen güçler de fark etmişti.
O dönem yaşananları sebepleriyle birlikte açıklamak bu yazının konusu değil, yalnızca sonuçlarını hatırlayarak konumuza devam edelim şimdi.
Teoride Türk milliyetçilerinin siyasal oluşumu olarak kabul edilen MHP,2002 deki genel seçimlerde meclis dışında kaldı. AKP büyük bir milletvekili çoğunluğu ile Türkiye’de tek başına iktidar oldu.
Sonraki seçimlerde, oy oranı % 8 ile % 16 arasında gidip gelen MHP’nin gelişme ve büyüme süreci durdu. Bu yetmezmiş gibi bir de parti ikiye bölündü.
Hemen ardından ülkede yönetim şekli değişti.
Cumhurbaşkanlığı adıyla uygulamaya konulan yeni sistemde,mevcut yönetim tarafından MHP, birinci parti olmapsikolojisinden uzaklaştırıldığı için iki büyük partiden biriyle ittifaka yönlendirildi.
MHP yönetiminin bu tutumunu eleştirdiğim, 09 Ağustos 2020 tarihli köşe yazımda “Muhafazakâr milliyetçiler AKP’ye, Demokratik Milliyetçiler CHP’ye…” başlığı altında mizahi bir şekilde işlediğim konu artık yüzünü gösterdi.
2024 Mahalli seçimlerinde gördük ki plan hala işliyor. AKP’ye oy vermeyi içine sindiremeyen demokrat milliyetçilerin MHP’nin aday göstermediği her seçim bölgesinde CHP adayını destekledikleri istatistiki değerlendirmelerle açık olarak görüldü.
Parti yönetiminin izlediği politikalar sonucu,bölünmeden sonra girdiği her seçimde oy oranı düşüşe geçen MHP, son mahalli seçimlerde de 1999 tarihinden bu yana en düşük oy yüzdesine geriledi.
Dantel örer gibi bu süreci yönetenler, demokrat milliyetçileri CHP ye, muhafazakâr milliyetçileri AKP’ye yamamak üzere…
Görünen o ki Türk milliyetçileri(ülkücüler)karlı 4 Nisan günü Ankara’da toplandıkları gibi bir araya gelmekten her geçen gün uzaklaşıyor.
Şimdi soru şu:
Bu süreç gözle görülür şekilde ayan beyan işlerken,55 yıllık siyasal birikimi ile Türkiye’nin en köklü partilerinden biri olan MHP yönetimi ve ülkücüler bu süreci neden seyrediyor?
Yoksa baştaki sözün sahibi “Yalnız Devrimci’nin” söylediği gibi…
“Ülkücüler kimliklerini mi kaybetti?”
 

YORUMLAR