MİLLİ EĞİTİMDE ALAN DEĞİŞİKLİĞİ

Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı resmi eğitim kurumlarında kadrolu öğretmen olarak görev yapanların alan değişikliği başvuru işlemleri 12-18 Aralık'ta yapılacak.

MİLLİ EĞİTİMDE ALAN DEĞİŞİKLİĞİ

Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı resmi eğitim kurumlarında kadrolu öğretmen olarak görev yapanların alan değişikliği başvuru işlemleri 12-18 Aralık'ta yapılacak.

MİLLİ EĞİTİMDE ALAN DEĞİŞİKLİĞİ
Editor: admin
07 Ekim 2018 - 15:03

MEB, Aralık ayında bir alan değişikliği yapacağını aylar öncesinden ilan etmesiyle, yaptığı işten mutlu olmayan, görev yaptığı sırada farklı bir eğitimi tamamlayarak farklı alana geçmek isteyen birçok öğretmen, bir umut ve hevesle, belki işini daha iyi, daha severek yapabileceği yeni bir alana geçme şansı yakaladım diye yine beklentiye girdi.

Bundan önce de uzun yıllar bu tip duyurular yapıldı ama başvuru tarihi gelince, alan değişikliğine, özel alt sınıf öğretmenliği dışında bütün branşlar kapatıldı. Uygulamayı yürütenlerin geçen yılkı kendilerince haklı gerekçeleri şöyleydi:

Alan değişikliği, öğretmen ihtiyacı ve kamu yararı göz önünde bulundurularak sınırlı tutulmuştur.

Şöyle ki;

1- Bakanlığımız kadrolarında görev yapan öğretmen sayısı 904.679’a, norm kadroya göre öğretmen doluluk oranı ise ortalama % 90’a ulaşmıştır.

2- Bazı alanlarda doluluk oranı %100’ün üzerindedir.

3- Atama bekleyen potansiyel öğretmen adayı sayısı 412.015’tir.

4- Halen eğitim fakültelerinde 267.061, eğitim fakültesi dışında öğretmenliğe kaynak olan diğer yükseköğretim kurumlarında ise 433.422 olmak üzere toplam 700.483 öğrenci öğrenim görmektedir.

Bu veriler göz önünde bulundurularak potansiyel öğretmen adaylarının mağdur edilmemeleri bakımından alan değişikliğinin sınırlı tutulması gerekli görülmüştür.

Zira alan değişikliği yoluyla yapılacak atamalar potansiyel adayların atanabileceği kontenjanların daha da daralmasına ve hatta bazı alanlar bakımından atanma imkânlarının kalmamasına yol açacaktır.”

Sanki hangi alanda kaç öğretmenin başvuruda bulunacağının bilgileri elinde varmış gibi…

Açıklamayı geçen yıl da eleştirmiştik ama eleştirilerimiz dikkate alınmamıştı. Açıklamayı okuyunca ister istemez şöyle düşünüyorsunuz.

Her branşta alan değişikliğinin olması halinde sırada atanmak için bekleyen öğretmen adayları atanamayacak.

Fakültelerde hali hazırda öğretmen olmak üzere öğrenim gören öğrencilerin mezun olmaları halinde atanmalarının önü kesilecek.

İyi de kadrosu bir branşta olan öğretmen alan değiştirirse görev yaptığı kadro iptal mi olacak?

Normu dolu alanlar, alan değişikliğine kapalı tutulursa sırada atama bekleyen öğretmen adayları bu alanlara nasıl atanacak?

Oysa kendini geliştirmek isteyenlerin ve işlerini sevmeden zorunluluktan dolayı yapmaya çalışanların, istedikleri işi severek yapacakları için mutlu olacaklarını, işinde mutlu olan insanların, işinde mutsuz insanlara göre daha özverili çalıştığı ve bu durumun başarıyı tetiklediği bilinen bir gerçektir.

Alan değişikliğini bir seferle sınırlı tutup, her yıl atama dönemi öncesi yapmanız durumunda bu motivasyonu sağlayabilirsiniz.

Sayın Bakan’ımızın, bu uygulamaları önceden yapanlar hala görevleri başındaysa, onlardan, şu soruların cevabını almalarını isteriz.

Neden insanların hak ettiklerini almalarını engelliyorsunuz?

Neden işini severek yapmalarını, mutlu ve üretken olmalarını desteklemiyorsunuz?

Neden umutlarını öldürüyorsunuz? 

Gerçi biz bu soruları geçen yıl sorduk.

Anında yüksek perdeden cevap geldi.

"Alan değişikliği ile ilgili duyurumuz konusunda maalesef herkes sadece kendi zaviyesinden(buradaki “zaviye” sözcüğünün bilinçli seçildiğini düşünüyoruz) bakarak değerlendirme yapıyor"

"Bakanlık olarak herhangi bir işlem yaparken temel prensibimiz, kul hakkına taalluk eden bir haksızlık ve adaletsizlik yapmamak, anayasanın güvence altına aldığı eşitlik ilkesine aykırı davranmamak başta olmak üzere herkesin üzerinde uzlaştığı temel ilkelerdir."

Başarısızlıklarını gölgelemek için kimse, manevi değerlerimizi öne sürerek yetersizliklerini örtmeye kalkmasın.

Eğer bizim zaviyemizden(Küçük tekke) bakınca anlayamadığımız başka bir nedeni yoksa bu uygulamanın, öyle kul hakkıyla, eşitlikle, adaletle yakından uzaktan hiç bir ilgisi yoktur.

Aksine, gerçek açıklaması, en kibar ifadesiyle planlamadaki basiretsizliktir.

 

YORUMLAR