TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ FİKRİ LİDER HAREKETİ MİDİR?

Yazarımız Ertuğrul Özgün den yeni bir yazı daha

TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ FİKRİ LİDER HAREKETİ MİDİR?

Yazarımız Ertuğrul Özgün den yeni bir yazı daha

TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ FİKRİ LİDER HAREKETİ MİDİR?
Editor: admin
17 Nisan 2016 - 09:26

Fransız İhtilalinden sonra, fikri ve ilmî manada;AhmetVefik Paşa, Ali Suavi, Şemseddin Sami ve Süleyman Paşa‘nın tarih ve dil üzerindeki çalışmaları ile başlayan Türkçülük bilinci,1904 tarihinde yayınlanan Yusuf Akçura’nın “Üç Tarz-ı Siyaset” adlı eseri ile siyasî bir mahiyet kazanmıştır.

Daha sonra aralarında Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp,  Hüseyinzade Ali, Yusuf Akçura, Ahmet Ağaoğlu, Fuat Köprülü gibi düşünürlerin katkıları ile Türklerin, Osmanlılıktan sıyrılarak ulusal bir bilinç ve kimlik edinmelerinin temelleri oluşturulmuştur.

Türk Milliyetçiliği fikri, Ziya Gökalp’in katkıları ile ilmî ve sosyolojik temelleri üzerine oturtulmuştur. Gökalp,  Türk Milliyetçiliğinin sistematiğini ortaya koyarak, daha sonra bu alanda ortaya çıkacak gelişmelerinde esaslarını belirlemiştir.

Mümtaz Turhan ve Erol Güngör ile ise Türk Milliyetçiliği Fikir sisteminin sosyal ve toplumsal altyapısı şekillenmiştir.

Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Kuruluş felsefesini de oluşturmuş olan Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi, Daha sonraları emperyalist baskılarla devlet yönetim sisteminden uzaklaştırılınca, Alparslan Türkeş İle Bir siyasi Partinin fikri dayanağı olarak belirlemiştir.

Türk Milliyetçiliği, temeline insan sevgisini yerleştiren, insan haysiyetine değer veren bir dünya görüşü, bir fikir akımıdır.

Şahıslarla gelip, şahıslarla giden sıradan bir kitlesel hareket değildir.

Türk Milliyetçiliği şahıslarla anılmaz. Ancak şahıslar Türk milliyetçiliği ile anılır.

Atatürk’ün bir Türk Milliyetçisiolacağı ama Atatürk milliyetçiliğinin olmayacağı gibi Alparslan Türkeş Milliyetçiliği ya da herhangi bir isim milliyetçiliği de olamaz.

Türk Milliyetçiliği Fikir sistemi,çeşitli sivil toplum kuruluşlarının elinde her dönem çağın şartları okunarakbin sekiz yüzlü yıllardan bu yana geliştirilerek varlığını sürdürmüştür. Türk milleti var oldukça da var olacaktır.

Ülkemizde Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemini siyasal parti ideolojisi olarak kabul edip, siyaset yolu ile ülke yönetimine talip olan ve siyaset dünyasının tamamı tarafından Türk Milliyetçilerinin partisi diye bilinen bir siyasi partinin ömrü yarım aşıra ulaşmıştır.

Bu siyasi partinin Türk Milliyetçiliği fikri ile birlikte anılmasınınsebebi, parti yönetim kadrolarınınve parti üyelerinin Türk milliyetçilerinden oluşmasından dolayıdır.

Bu kadrolar toplumumuz tarafından “ülkücü” olarak tanımlanmışve ülkücüler, teşkilatçı özellikleri ile tanınmışlardır.

Özellikle 12 Eylülden sonra Türk siyasal hareketinin yeniden yapılanması sırasında“ülkücülerin” teşkilatçılık özelliklerinden yararlanan kitle partileri olmuştur.

Ancak bu partilerde yer alan şahıslar gittikleri yerlerde her zaman “eski ülkücü” olarak tanımlanan yeni partililer olmuş, yani girdikleri siyasal organizasyonların felsefelerini kabullenmiştir.

Mensup olduğu fikirle iktidar olmak isteyen “ülkücü kadro”her türlü yokluğa ve sıkıntıya rağmen yeni siyasal organizasyonunu kurmuş ve siyasal hareketini bugünkü pozisyona taşımıştır.

Bizler bugüne kadar “ülkücülerin” farklı siyasal organizasyonlarda görev aldığını gördük ama başka organizasyonların, ülkücülerin siyasal yapılanması içerisinde yer alma gayreti içerisinde olacaklarını, hele hele onların partiyi ele geçirme gibi bir planlarının olacağını hiç düşünmedik.

Mahalle teşkilatından Genel merkez yönetimine kadar milyonlarca ülkücüyü yok sayarak böyle bir teşebbüse kalkışmalarının da akılla izah edilemeyeceğine inandık.

Her dönemde Türk Milliyetçiliği Fikir Hareketi’nin Türk siyasal geleceği üzerindeki etkisini gören mihraklar boş durmamış, sürekli hareketi içten ve dıştan karıştırmaya çalışmıştır.

Bugün baktığımızda, tanıdığımız kadarı ile mahalle teşkilatlarından başlayarak ilçelere ve illere kadar bütün teşkilatlarda görev alanların hep “ülkücü” kökenli olduğunu görmekteyiz.

Bu görevi yapanların kariyerlerini ya da yeterliliklerini tartışırız ama ülkücülerini tartışmayız.

Çünkü bulunduğumuz çevremizden kendilerini tanırız ve biliriz.

Ya bizim bilemediğimiz derin ilişkiler vardır -ki bu ilişkileri de bilmek isteriz- ya da bizim aklımızla alay edildiğini düşünmekteyiz.

Evet, bugün Türk Milliyetçileri için çözüme kavuşturulması gereken öncelikler vardır.

Türk Milliyetçiliği Fikir Sisteminde ilelebet değişmeden devam etmesi gereken en önemli ilke:Türk milletine duyulan derin sevgidir.

Bu temel ilke dışında İlmin gereği olarak yeni şartlara göre yeni kazanımlar ve değişiklikler her zaman gerekecektir.

Bu gerçeğin bilincinde olan Türk Milliyetçilerinin(ülkücü iradenin);

Bu değişimi sağlayacak bilgi birikimi ve çağı okuma yeteneğine sahip,

Türk Milletinin bekasına ve egemenlik haklarının paylaşılmak istenmesine yönelik faaliyetlere dur diyecek, birlikte yaşama iradesini gösterecek hazırlıkları olan ve vatandaşa güven veren,

Türk devletinin Temel çıkarları doğrultusunda dış politikalarını oluştururken, Türk dünyası ile işbirliğini geliştirici projelerini ortaya koyan,

Öncelikle kendi teşkilat yapısından başlayarak, teşkilat yapısı içinde demokratik katılımı sağlayacak birleştirici tavrı sergileyecek, ajanlık, casusluk, hainlik söylemlerine son verecek,

Sosyal ve ekonomik sınıf farklılıklarını asgari düzeye indirecek, toplumsal barışı sağlayacak ekonomik projeleri hayata geçirecek,

Mensubu olduğu fikri en güzel biçimde temsil ettiği toplum tarafından kabul görecek,

Toplumunher kesimine dokunabilecek bir genel başkanı ve onun etrafında oluşacak yönetim kadrosunu seçeceğinden hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

YORUMLAR