TRABZON VE TRABZONLU OLMAK

Profesör Dr. Zerrin Şentürk'Ve 'Trabzonlu Olmak' ilk yazısı ile sizlerle

TRABZON VE TRABZONLU OLMAK

Profesör Dr. Zerrin Şentürk'Ve 'Trabzonlu Olmak' ilk yazısı ile sizlerle

TRABZON VE TRABZONLU OLMAK
Editor: admin
29 Mart 2021 - 23:30

Binlerce yıla dayanan tarihi geçmişi ve zengin kültürü ile medeniyetlerin hayat bulduğu, “Karadeniz’in İncisi” dir Trabzon. Yeşil, mavi ve grinin harmonisi yaşanır dört mevsim; köylerinde, yaylalarında. Karadeniz’in hırçın dalgalarıyla buluşan kıyıları, inci gerdanlık gibidir Trabzon’un. 
Bu güzellikleri ve Trabzon insanını tanıtmak için ilk defa 2018 yılında “Karadeniz’in İncisi” isimli “Kişisel Fotoğraf Sergim” ile sanatseverlerle buluşturdum Trabzon’u.
“İlk defa Samsun’a ayak bastığım zaman, bana kalp kuvveti veren vatandaşlarımın ilk sırasında Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım” demişti ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk; Trabzonlular için bir onur belgesi niteliği taşıyan ve Trabzonluları öven tarihe kazınmış sözleriyle. Trabzonlular tarafından misafir edilmişti Atamız; Atatürk Köşkü’nde. 
Trabzon’da ilk görmek istediğim yer oldu Atatürk Köşkü. Atamın dolaştığı yerlerde yürümek paha biçilmezdi benim için; sanki onunla beraber geziyor gibi duygulanmıştım.
Ertesi gün Trabzon merkezde Kunduracılar Caddesi’nde soluğu aldım; babamın minik bir prens iken ailesiyle İstanbul’a gittiği, anılarla dolu konak gibi bir evin yanındaydım; hüzünle karışık duygu seline kapılmıştım.
Gezmekle bitmeyecek güzelliklerle dolu Trabzon’da Ayasofya Müzesi, Ortahisar, Trabzon Kalesi, Tabakhane Köprüsü, kanuni Evi, Bedesten ziyaret edilecek birkaç yerden bazılarıdır. Akşam olduğunda semaverde çay keyfi yapmak ve Trabzon’u panoramik olarak seyretmenin sonsuz keyfine dalmak için ideal mekandır Boztepe.
Sürmene, Hayrat, Of, Akçaabat, Vakfıkebir, Çaykara, Maçka, Şalpazarı, Beşikdüzü, Ortahisar, Yomra, Köprübaşı, Tonya, Çarşıbaşı, Dernekpazarı, Araklı, Düzköy, Arsin; her karışı tarihten birer sayfa olan Trabzon’un ilçeleridir.
Şehrin kargaşasından  yorgun düşüp, inek, koyun ve tavuk sesleriyle oluşan müzikal eşliğinde doğanın eşsiz güzelliklerini yaşamak için yaylalar paha biçilmez zenginlik kaynağıdır Trabzon’un. Vazgeçilmez gelenek haline gelmiştir yayla şenlikleri; rengarenk yöresel kıyafetlerle. Sarı ve mor renklerde vargit çiçekleri tarafından karşılanır ve yolcu edilir yayla misafirleri.
Hayrat ilçesine bağlı, eski adı Küçük Mesoraş olan Göksel Köyü, yemyeşil ormanı ve tertemiz havası ile heyecanlandırmıştı beni ilk olarak gittiğimde. Tam kadrajı ayarlayıp fotoğraf çekecek iken birden bastıran sis karşısında şaşırmıştım. Saniyeler içinde nasıl gerçekleşiyordu bu muhteşem doğa olayı diye kendi kendime düşündüm. Fotoğraf çekerken saniyelerle yarıştığımı hissettim. Annemin minik bir prenses iken ayrıldığı bu köy beni büyülemişti. Yayla evinde kuzinede pişen ekmek, tam organik tereyağ ve peynir üçlüsüne eşlik etti tavşan kanı çay; sıcak sohbetler ile. Duygusal anlar yaşamama rağmen çok mutluydum. Huzurun kendisi idi bu köy. 
Her mevsim ayrı bir güzelliğe bürünen  Sultan Murat Yaylası, Sis Dağı yaylası, Hıdırnebi Yaylası, Haçkalı Baba Yaylası, Kadırga Yaylası, Karester Yaylası, Köprübaşı yaylası, Taşlı yaylası, Trabzon’un yaylalarından bazılarıdır. İhtişamlı zirvesiyle Zigana Dağı,  ormanlarla çevrili Uzungöl ve çevresi, turizm cenneti Sera Gölü birer doğa harikasıdır. Yer altı sularının kaynağı olan  Çal Mağarası, insanı büyüleyen bir şaheserdir.
Kültürün ve tarihin birer sahnesi olan Sümela Manastırı gizemli duruşu ile dikkatleri üzerine çeker. Bizans dönemi yapılarından Kızlar Manastırı, Kuştul ve Vazelon Manastırları yer alır Trabzon’da.
Horonlara eşlik eden kemençenin, el yapımı bıçağın, gemilerin yapıldığı tersanelerin diyarıdır Sürmene. Sarıçam ormanlarının denizle kucaklaştığı nadir yerlerden biridir Sürmene’nin Çamburnu Tabiat Parkı. Tarihin yapraklarına taşır bizi Memiş Ağa  ve Haşim Ağa Konağı. Arnavut kaldırımları, konakları ile ünlüdür Akçaabat’ın Orta Mahalle’si.
Tarihin derin yaralarını bağrına basmıştır Trabzon. Türk-Japon dostluğunun temel taşını oluşturan, 1890 yılında Japonya’nın Kushimoto Kasabası kıyılarında gerçekleşen “Ertuğrul Fırkateyni Kazası” nda hayatını kaybeden mürettebatın içinden 71 şehitle Trabzon ilk sırada yer almaktadır. Bu şehitlerden, Akçaabat’tan  16, Sürmene’den  13, Of’dan  11, Maçka’dan  8, Yomra’dan 7, Vakfıkebir’den  4, Beşikdüzü’nden 3, Tonya’dan 1 ve Trabzon Merkez’den 8 denizci bulunmaktadır.
Köklü tarihi ve doğasının güzelliğinin yanı sıra, gastronomi şaheserleri sunar misafirlerine Trabzon. Sürmene pidesi, Akçaabat köftesi, Vakfıkebir ekmeği, haşlama, kuymak, hamsi tava, kara lahana çorbası, mısır ekmeği, fasulye turşusu kavurması, Hamsiköy sütlacı tadına doyulmaz lezzetlerdir.
Bütün bu güzellikleri barındıran Trabzon, insanıyla da odak noktasına oturmayı başarmıştır. Trabzonlular sempatik, dürüst, vatanına bağlı insanlardır. Trabzon’a “Kutsal Topraklar” şeklinde hitap eder bir Trabzonlu. Karadeniz’in şahlanan suları ve yemyeşil doğasıyla yoğrulmuştur hamuru Trabzonlunun. 
“Temel Fıkraları” nı dinlerken empati kurarak kendini “Temel” ve “Fadime” gibi hissetmektir Trabzonlu Olmak. 
Ara sıra “saat 12 den sonra…” esprisi ile karşılaşıp gülmekten çatlamaktır Trabzonlu Olmak. “Haböle”, “da”, “napayisun” kelimelerini zevkle kullanmaktır.
Başkasının hakkına saygı göstermek, kendi hakkına da saygı duyulmasını istemektir; hakkı olanı elde etme çabasını kurallar dahilinde göstermektir Trabzonlu Olmak. 
Hamsinin pilavını, ekmeğini ve hatta baklavasını yapmaktır. Kuymak yerken peynirin uzamasını mutlulukla seyretmektir. Kara lahana çorbasını mısır ekmeğiyle yemeği hiçbir şeye değişmemektir Trabzonlu Olmak.
Mavi rengi gördüğü zaman ilk aklına gelen rengin bordo olmasıdır Trabzonlu Olmak. Bordo-mavi  tek renktir ve kutsaldır. Bize her yer Trabzon demektir. Trabzonspor’a gönül vermektir. 
61 sayısı önemlidir Trabzonlu için. Matematikte teoremleri umursamayıp sayıları M.Ö. 61 ve M.S. 61 şeklinde sıralamaktır Trabzonlu Olmak.
Başarmak için azimli ve inatçı olmak, asla pes etmemektir; her tuttuğunu kopartmaktır Trabzonlu Olmak. 
“Seni hamsinin Karadeniz’i sevduğu gibi seveyrum” diyerek sevgisini dile getirir Trabzonlu; farkında olmadan yaptığı metaforik anlatımla.
Teknolojinin hayatı esir aldığı, iletişimin azaldığı çağımızda, özünü unutmamak, beşeri duygularına sadık kalmaktır Trabzonlu Olmak. Dış görünüşü sert, kalbinin sıcak ve yumuşak olmasıdır.
Trabzonlu Olmak bir ayrıcalıktır. Öyle ki; Temel’e, “Trabzonlu olmasaydın ne olurdun” diye sormuşlar, Temel de “mahcup olurdum” demiş.
Kim olursan ol Trabzon’a ait hissetmektir Trabzonlu Olmak.
En değerli varlıklarım annem ve babamın, kardeşim ve bana sunduğu paha biçilmez bir şanstır TRABZONLU OLMAK…