ERTUĞRUL ÖZGÜN 'BAĞIŞLAYIN, SAVUNAMIYORUZ…

Yazarlarımızdaan Ertuğrul Özgün 'ün gündeme dair yeni köşe yazısını siz okuyucularımızla pyalaşıyor

ERTUĞRUL ÖZGÜN 'BAĞIŞLAYIN, SAVUNAMIYORUZ…

Yazarlarımızdaan Ertuğrul Özgün 'ün gündeme dair yeni köşe yazısını siz okuyucularımızla pyalaşıyor

ERTUĞRUL ÖZGÜN 'BAĞIŞLAYIN, SAVUNAMIYORUZ…
Editor: admin
06 Ocak 2017 - 18:03

Başkanlık sistemi, devlet yönetiminde tek bir kişinin başkanlığında hükümet etme ve devleti yönetme esasına bağlı siyasi bir sistemdir. Yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir ayrıma ve dengeye dayanır. Yasama ve yargı organlarının yürütmeyi demokratik denetimi içinde denetleyebilmesi, yürütmenin de iktidar olanaklarını genişleten bir hükümet sistemidir. Parlamenter sistemden farkı yürütme organı ve yasama organı iç içe geçmemiştir. Yürütme hükümeti parlamenterlerin dışından oluşturur. Yani bir parlamenterin bakan olma gibi bir beklentisi yoktur. Böylece parlamenterlerin yürütmeye bağımlı davranma gibi bir endişesi bulunmamaktadır. Ancak başkanlık sisteminde de yasamanın yürütmeyi fesh etme yetkisi yoktur. Belli bir süreliğine halkın seçtiği başkanı yine halk görevden almaktadır. Türk milliyetçileri olarak, kuvvetli, adil ve hızlı icra sisteminin uygulanabilmesi için icrayı Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık olarak ikiye bölmenin doğru olmadığını, aynı şekilde yasama organının da iki ayrı meclis değil de tek çatı altında toplaması gerektiğini uzun yıllar biz de savunduk. Bu sistemi Başkanlık sistemi olarak da adlandırdık. Ve devlet başkanı adıyla tanımladığımız başkanın, direk halk tarafından seçilmesi gerektiğini seksen öncesinde her platformda anlattık. Ancak o günün koşulları altında savunduğumuz sistemi şu temellere dayandırıyorduk. Toplumun bütün bireylerinin güvenini sağlayacak lekesiz ve gölgesiz bir adalet, İşçisi, memuru, köylüsü, serbest meslek sahibi, işvereni ve esnaf ve sanatkârlarından birinin diğerine egemen olamayacağı ve tüm sosyal dilimlerin temsil edileceği, yürütmeden ve her türlü baskıdan bağımsız bir yasama organı, Ve tüm milleti etkileyecek ve ilgilendirecek meseleler söz konusu olduğunda alınacak kararlar için başvurulacak referandum müessesesi… Yani hiçbir şekilde birinin diğerine egemen olamayacağı kuvvetler ayrılığı ve bütün vatandaşlarının haklarını koruyacağına inanıp güvendiği, sınıflar arasındaki uçurumların asgari düzeye indirileceği milli, demokratik ve üniter bir devlet yapısını inanarak savunduk. Hala bu standartlarda oluşturulacak bir sistemin yönetim şekli olarak uygulanmasında da hiçbir sakınca görmüyoruz. Ancak bunu bir şarta bağlıyoruz: Toplumsal mutabakat. Bir kısım Türk Milliyetçisinin, başkanlık eyalet sistemini getirir diyerek bölünme korkusu gerekçesiyle bu sistemi savunmaktan uzaklaşmış olmasını da her zaman anlayışla karşıladık. Ancak, bugünlerde Meclis Anayasa Komisyonu’ndan geçerek, TBMM’nde görüşülecek olan Anayasa değişikliği teklifiyle getirilmeye çalışılan cumhurbaşkanlığı(!) sistemini, bizim savunduğumuz başkanlık sistemiyle bağdaştırmakta zorluk çekmekteyiz. Bakınız mevcut siyasi Partiler ve Seçim Kanunu yürürlükte kalması, Cumhurbaşkanının parti üyesi olması ve Cumhurbaşkanlığı seçimi ile milletvekilliği seçimlerinin birlikte yapılması halinde, parti teşkilatlarını ve milletvekillerini belirleme yetkisini elinde bulunduracak olan cumhurbaşkanı bu yasayla pratikte hangi yetkilerle donatılmaktadır. 1-Yürütme yetkisi tamamen Cumhurbaşkanına veriliyor. 2-Cumhurbaşkanı bakanları tek taraflı atıyor ve görevden alabiliyor. 3-Meclis’in Bakanlar Kurulu’nu denetleme görevi kaldırılıyor. 4-Meclis gensoru veremiyor, yasama denetimi sınırlanıyor. 5-Bakanlar hakkında soruşturma açılması pratikte imkânsız hale geliyor. 6- Cumhurbaşkanı parti üyesi ve parti genel başkanı olabiliyor. 7-Cumhurbaşkanı milletvekili adaylarını yazabiliyor. 8-Meclis Cumhurbaşkanına bağlanıyor. Kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırılıyor. 9-HSK’nın yarısını Cumhurbaşkanı tek başına, diğer yarısını da TBMM belirliyor. 10- Anayasa Mahkemesi üye sayısı 15’e düşürülüyor, 12 üyeyi Cumhurbaşkanı atıyor. 11-Yüksek yargı Cumhurbaşkanına bağlanıyor, bağımsız yargı ortadan kaldırılıyor. 12- Yasama, Yürütme, Yargı bütün kuvvetler tek elde toplanıyor. 13- Denge ve denetim sistemi tamamen yok ediliyor. 14- Tüm güç, tüm yetki sorgusuz sualsiz tamamen bir kişiye veriliyor. Türk Milliyetçiliği Fikir Sisteminin savunduğu başkanlık sistemi ile yakından uzaktan hiçbir benzerliği olmayan ve tam anlamı ile tek kişinin egemen olacağı bu düzenlemenin, Türk Milliyetçilerinin siyasi organizasyonu tarafından hangi gerekçelerden dolayı desteklendiğini anlamakta zorluk çekmekteyiz. Parlamenter sistemin başkanlık sistemine üstünlüğü, tek başına hükümet kurulamadığı durumlarda koalisyonlar yoluyla siyasi partileri uzlaşmaya zorlamasıdır. Koalisyonlar iç barış için önemli hükümet modelleri olduğuna göre ve Ülkemizin bugünlerde birlik, beraberlik ve barışa bu kadar ihtiyacı varken yeni bir gerilim ve kutuplaşmaya zemin hazırlayan bu tasarının, toplumu daha çok gereceği ortadadır. İçten terör örgütleri, dıştan emperyalist emelleri olan güçlerin saldırısı altında olduğumuz, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olduğu bu günlerde siyasal iktidara ve fikirleriyle bağdaşmayan bu yasaya destek veren Türk Milliyetçilerine âcizane önerimiz şudur. Ülkenin içinde bulunduğu hassas durumu gerekçe göstererek, yeni bir kutuplaşmaya yol açacak bu yasayı geri çekerek bütün ülkeyi kucakladığınızı gösteriniz. İnanın ülkenin geleceğini düşünen herkes sizin yanınızda olacaktır. Bağışlayın, bu haliyle tasarıyı savunamıyoruz…

YORUMLAR