DEREBAŞI VİRAJLARI MI DEDİNİZ?

Yazarımız Şeref Saral'dan Çaykara ile Bayburt arasındaki dünyanın en tehlikeli yolunu kaleme aldı..

DEREBAŞI VİRAJLARI MI DEDİNİZ?

Yazarımız Şeref Saral'dan Çaykara ile Bayburt arasındaki dünyanın en tehlikeli yolunu kaleme aldı..

DEREBAŞI VİRAJLARI MI DEDİNİZ?
Editor: admin
09 Ağustos 2018 - 23:05

Hani şu Çaykara ile Bayburt'u birbirine bağlayan ve geçtiğimiz aylarda dünyanın en tehlikeli yolu seçilen derebaşı virajları mı? dediniz.

Öyleyse biraz mola. Hem de uzun bir mola.Mevzu derin çünkü.Zira bundan böyle o ölüm yolundan;

--- ot yüklü kamyonlar geçmeyecek.
--- yeni facialar yaşanmayacak.
--- ocaklar sönmeyecek.
--- kadınlar dul, çocuklar yetim kalmayacak.
--- bir sayfa kapanacak.
--- bir sayfa açılacak.

Hepsine eyvallah... Eyvallah ama derebaşı virajları asla;
--- doğanın kaderine,
--- İnsafsızlığın insafına,
--- vefasızlığa,
--- ranta,
--- yağmaya,
--- talana kurban edilmemeli.
Velhasıl o tarihi yol miyadını doldurmuşluğun çaresizliği içerisinde tek kullanımlık mendil gibi buruşturulup bir kenara atılmamalı.

.................
.................

Ne mi yapılmalı? 
Bu sorunun cevabını verebilmek için herşeyden önce o çileli yolu yakından tanımak lazım.

Sırt çantalarını sırtlayıp ta derebaşı köprüsünden başlayarak zirvedeki Cencül yaylasına kadar olan güzergahı adım adım, karış karış, fersah fersah yürümek lazım.Çekilen bütün çileleri ve unutulmaz yaşanmışlıkları ciğerlerimize doldurarak yeniden yaşamak lazım.

Çoluğu çocuğu, yaşlısı genci herkes katılmalı bu büyük yürüyüşe.Hatta misafirler davet edilmeli.Mutlaka yürünmeli o yoldan.Yürünmeli ki;
--- yıkık duvarların eksik taşlarını ören taş ustaları gibi bütün taşlar yerli yerine oturtulmalı.
--- ilmek ilmek dokumalı derebaşı kiliminin yırtık sökük yerlerini... Sabırla,özlemle,umutla...
--- Kaldırmalı klavye başındaki tüm başları.Dürtmeli, iteklemeli, kolundan tutup o yıllara götürmeli.
--- 1916 da yol yapımında çalışan Manat İsmail'le buluşulmalı...
--- Dökülen alınterlerinin kokusunu takip ederek çekilen çilelerin kaynağına ulaşılmalı...
--- Aceleci saatlerin tik taklarını bir günlüğüne susturup zamana yolculuk yapılmalı...
--- Doyumsuz anıları,tarifsiz heyecanları yeniden yaşamalı ,sevinçlere,mutluluklara ve acılara ortak olmalı.
--- Kavurmalı suda oturup dinlenmeli.Kavurmalı suyu bulabilene ödül vermeli...
--- Yanık Ahmetin yerinde mola vermeli...
--- Enesin hanlarına uğramadan geçmemeli...
--- Gözelerden,pınarlardan kana kana su içmeli...
--- Keselerden (kestirme patika) inip çıkmalı ot yüklü kamyonu geçebilmek için...
--- Sonra virabismillah deyip kâh yarım adım ötesini göstermeyen sis bulutlarına gözü kapalı dalmalı, kâh dağ yamaçlarından dökülen kayaları temizlemek için arabadan inmeli.
--- Hepsinden önemlisi, 13.virajdan sonra karşınıza çıkacak olan meşhur Demirkapı'dan geçmeden önce bilinen bütün duaları hazırlamalı.Nede olsa birazdan ömründe başı secde görmeyenlerin bile tüm hücrelerine kadar dua okuma ihtiyacı hissedeceği o meşhur "DEMİRKAPI"dan geçilecektir...

İşte karşınızda tüm haşmetiyle "DEMİR KAPI"

*** dizlerinin bağı çözülür insanın...
*** nefes alamaz adeta..
*** kalp atışları hızlanır...
*** tansiyon tavan yapar...
*** nabız 200 lere fırlar...
*** gözler faltaşı gibi açılır...
*** gözbebekleri fırlar yuvalarından...
*** ayaklar bir ileri, iki geri gider...
*** dudaklar belli belirsiz birşeyler mırıldar..
*** böbrek üstü bezleri "adrenalin" salgılamak için çift vardiya çalışır...
*** mide açlık ve susuzluğunu çoktan unutmuştur...
*** beyin hangi organa emir vereceğini şaşırır,felç olur adeta...

Korku dedik, yürek dedik, cesaret dedik ama galiba hata yaptık... Affola.

Ölüm deduğun nedur ki uşağum...
O gaybana hangi köyde oturur...

mısraları her şeyi anlatıyor aslında.

Bütün bu tanımlamalar o çileli yolculuğun kahramanları olan başta şoförler olmak üzere ot yüklü kamyonun üzerinde yolculuk yapmayı göze alan karadenizin yürekli kadınları ve çocuklarını yad etmek adına yapılmıştır.Onlar yukarıdaki tanımlamaların dışındadır.

Yürek ve korku işini çoktan geçtik... Hem de ikinci vitesle geçtik... Görünen köy kılavuz istemez derler ya, işte öyle.

Neyse...Demir kapıdan yukarı çıkmaya devam edelim.

Bu yolun bir tarafı keskin kayalar diğer tarafı dipsiz uçurumdur. Yukarılara doğru çıkıp mezereleri aştığınızda bazen alaca kartallarla yan yana yolculuk edersiniz.Ot yüklü kamyonun üzerindekiler bu manzaraya çok şahit olmuştur.Bazen de yoğun sisli havalarda nerden çıktığı belli olmayan boz renkli kurtlarla göz göze gelirsiniz.Siz ona bakarsınız o size.Sanki bir şeyler anlatmak ister size, bu dağlarda. biz de varız der gibi.Epey bir süre yoldaşlık yaparak ilerlersiniz, sonra aniden gözden kaybolur.Bir tek tetiğe basmak kalır geriye.
Tak tak tak...... takır takır takır.
Ama.....asla... Duyamazsınız o mermi sesinin yankısını o dağlarda.
Şarjörler gerekirse havaya boşaltılır da, dağların gerçek sakinlerine tek bir mermi dahi sıkılmaz.

Buraya kadar herşey iyi güzel de.Geriye bir tek şey kalıyor... Burayı anlatmak.Ama hakkıyla anlatmak.Şöyle döktüre döktüre anlatmak.

Bu güne kadar böyle bir anlatım hiç olmadı.Belki bundan sonra da olmayacak.Öyleyse bu büyük duvarı örmek bizlere düşüyor arkadaşlar.
Yani platform üyesi arkadaşlarımıza. Şimdiye kadarki fotoğraf ve anıları bir araya getirip büyük derebaşı tablosunu ortaya çıkarıp dünyaya tanıtmanın zamanı gelmiştir.

Eğer bunu başarabilirsek;

*** Kepçe,grayder, iş makineleri ve harfiyat kamyonları elini kolunu sallaya sallaya dünyanın bu en güzel köşesini hallaç pamuğu gibi tarumar edemeyecek...

*** Önüne gelen o yaylalarda her biri çirkinlik abidesi gibi yükselen o kaçak binaları yapamayacak...

Hiç kimseye geçmişin hesabını sormak niyetinde değiliz.Kara defterleri açmayacağız.Sevapları günahları kantara vurmayacağız.Bizim misyonumuz bu değil zaten.

Bizim asıl misyonumuz derebaşı'nı derebaşı yapan ana kompleksi (hanlar,çeşmeler,viraneler,yan yollar,kestirme yollar,mola yerleri, pınarlar, gözeler, mezarlar,şehitlikler vb) ve yolun orjinal halinin korunmasına ve gelecek kuşaklara miras bırakılması amacına yöneliktir.

Bu büyük çalışmayı başarabilmek için;

--- Rus konsolosluğundan destek istenebilir.Platform üyesi tarihçi arkadaşlarımız bu konudaki en büyük şansımızdır.
--- Büyüklerimizin anılarından faydalanılabilir...
--- Aile fotoğraf arşivlerinden faydalanılabilir...
--- Çaykara Kaymakamlığı ve Çaykara Belediyesi arşivlerinden yararlanılabilir...
--- eski köy ve mahalle muhtarlarından destek alınabilir...
--- Trabzon il kültür müdürlüğünün kayıtlarından yararlanılabilir...

Resmi kurumlarla yapılacak olan irtibat platform yönetimi tarafından,diğer hususlar ise değerli üyelerimiz tarafından halledildiği takdirde ortaya büyük bir tablonun çıkacağı aşikardır.Bu büyük tablo isim isim,tarih tarih sıralanıp kitap haline getirilebilir.

Selam,sevgi ve saygılarımla...

Şeref Saral
Facebook Derebaşı Platform yönetimi adına


YORUMLAR