"Aydınların Aydınlatamadığı Halkı, Soytarılar Aldatır."
Cemil Meriç, (1916-1987)
Bahçeli’nin, 2002 Genel Seçim yenilgisinde sonuçların sorumluluğunu üstlenip MHP genel başkanlığından istifa etmesinden sonra, seçimi yenilgiyle geride bırakan, ANAP genel başkanı Mesut yılmaz ve DYP genel Başkanı Tansu Çiller de aynı doğrultuda birer açıklama yaparak genel başkanlık görevlerinden istifa ederler.
Bu iki partinin uzun yıllara dayalı yıpranmışlığı da göz önünde bulundurulunca, Çiller ve Yılmaz’ın genel başkanlıktan ayrılmaları kendi parti çevrelerinde çabuk kabullenilir ve sindirilir. Hatta bu iki genel başkanın siyaset hayatları bu karalarıyla son bulur.
Daha önceden de söylediğimiz, 2002 Genel Seçimleri, üzerinde inceleme araştırma yapılması gerekecek kadar ilginç sonuçlara kapı açan bir seçim olduğunu hatırlatıp seçim sonrasındaki gelişmelerin detayına girmeden, biraz konuyu değiştirelim.
Her ne kadar, millet iradesinden uzak sivil bir cuntanın, Ecevit’ siz ve MHP’siz yeni bir hükümet kurma planını, Bahçeli’nin, erken seçim isteyerek bozduğu söyleniyor olsa da olay örgüsü sıralamasında yerine oturmayan bazı taşlar olduğunu söyleyerek biraz zihinleri bulandıralım.
Olayları birbirine bağlarken, fitnelik çıkaran bu taşlar, sürekli, "iyi de öyle olsaydı, neden böyle olsun?" dedirten sorular üretir. Mesela bu sorulardan birini irdeleyelim.
Herkesin bildiği gibi, Bahçeli’nin seçim açıklamasını yaptığı sırada MHP’nin meclisteki sandalye sayısı erken seçim kararı alınmasına yetecek sayının çok altındadır. Geride kalan Partiler ve milletvekilleri, sivil cunta ile birlikte hareket edip Bahçeli’nin seçim isteğini reddedebilirdi. Meclisteki mevcut partilerle yeni bir hükümet kurulur, alınmış olan ekonomik tedbirler uygulanarak seçimler zamanında yapılabilirdi.
Neden, “Yeni hükümet çalışmaları planı deşifre olunca, bütün partiler istemeye istemeye erken seçimi kabul etmek zorunda kaldılar,” gibi ayakları yere basmayan bir açıklama ile bu düşünce zihinlerden uzaklaştırılmış, erken seçim kararı Bahçeli’nin sırtına yıkılmıştır?
Yukardaki soru doğrultunda düşünürsek, “Bahçeli’nin seçim açıklamasıyla Mevcut hükümet DSP’den ayrılan milletvekilleri nedeniyle zaten yıkılmışken, Ecevit’ siz ve MHP’siz yeni bir hükümet kurmak varken, neden erken seçime gidilmiştir?
Yoksa?
“Yoksa?” sorusunun derinliklerini(!), yazı dizimizin ilerleyen bölümlerinde işlemek üzere, şimdilik zihinlerimizde cevabını bekleyen ve daha sonraları bazı siyaset okuyucularının da ileri sürdüğü bir iddiaya odaklanalım. İddia şu:
“Bahçeli’nin de içinde yer aldığı, daha büyük başka bir plan yürürlüğe girmiştir?”
Tam da bu iddiayı dillendirmişken, BBC News Türkçe tarafından, “MHP liderinin son 16 yılda Türk siyasetine yön veren kararları,” adı altında derlenen yazıdan kısa bir bölümünü burada paylaşalım.
“Devlet Bahçeli, 1999 seçimlerinde DSP ve ANAP'la kurulan koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı.
Koalisyon hükümetinde ilk kırılma, 13 Şubat 1999'da Abdullah Öcalan'ın yakalanıp Türkiye'ye getirilmesinden sonra "idam tartışması" ile başladı.
Avrupa Birliği müzakere süreci nedeniyle Türkiye idam cezasını kaldırmaya hazırlanırken, Bahçeli Öcalan'ın idamı için diretti ancak dönemin başbakanı Bülent Ecevit'in yoğun çabaları sonucu göstermelik olarak idam cezası verilse de sonra bu ceza müebbette çevrildi.
Koalisyon idam tartışması sınavını verse de, görünür gerekçesi, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, Bülent Ecevit'e anayasa kitapçığı fırlatması olan 2001 ekonomik krizi ve arkasından da Mayıs 2002'de Ecevit'in artan sağlık sorunları koalisyon için sonun başlangıcını hazırladı.
Tartışmaların DSP içine de yansımasıyla Temmuz ayı içinde DSP grubunun sayısı, Ecevit'in görevden çekilmemesine tepki gösteren milletvekillerinin istifasıyla yarı yarıya düşmüştü.
Bu gelişmeler sırasında koalisyon hükümetinin ikinci büyük ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 7 Temmuz 2002 günü, partisinin Bursa'nın Keles ilçesinde düzenlediği 11. Kocayayla Türkmen Kurultayı'nda yaptığı açıklamada 3 Kasım 2002 tarihinde erken seçim yapılmasını istedi.
16 Temmuz 2002'de koalisyon hükümetini oluşturan üç partinin genel başkanları arasında yapılan zirve toplantısında 3 Kasım'da erken seçim yapılması kararı alındı ve bu karar TBMM'de 31 Temmuz 2002'de onayladı.
2002'de koalisyon bitti, AKP iktidara geldi…”
BBC News Türkçe tarafından, “MHP liderinin son 16 yılda Türk siyasetine yön veren kararları,” başlığı altında toplanan derlemelere zaman zaman yeniden döneceğiz. Biz şimdi ana konumuza geri dönelim.
Seçim sonrasında Siyaset yeniden şekillenecektir.
Bahçeli’nin görevi bırakacağını açıklaması o zamana kadar sergilediği tutum ve davranışlarını izleyen herkes tarafından, kendisinden beklenen bir davranış olarak kabul edilir ve saygı ile karşılanır.
Ancak MHP açısından işler diğer partilerde olduğu gibi yürümez. Bahçeli’nin genel başkanlığı bırakacağı açıklaması teşkilat üzerinde önce bir şok etkisi yaratır ve farklı gelişmeler yaşanır.
Devam edecek…
YORUMLAR