TÜRKİYE, MARKA ŞEHİRLERİYLE ATAĞA GEÇECEK

Türkiye’nin marka şehirlerini yapılandırma hedefiyle yola çıkan MÜSİAD, ‘Şehirleri, Özgün Değerleri İle Kalkındırma’ projesinin önemli başlıklarını ve nasıl bir yol haritası ile ilerlenmesi gerektiğini Conrad İstanbul Bosphorus’ta düzenlenen bir basın toplantısıyla paylaştı.

TÜRKİYE, MARKA ŞEHİRLERİYLE ATAĞA GEÇECEK

Türkiye’nin marka şehirlerini yapılandırma hedefiyle yola çıkan MÜSİAD, ‘Şehirleri, Özgün Değerleri İle Kalkındırma’ projesinin önemli başlıklarını ve nasıl bir yol haritası ile ilerlenmesi gerektiğini Conrad İstanbul Bosphorus’ta düzenlenen bir basın toplantısıyla paylaştı.

TÜRKİYE, MARKA ŞEHİRLERİYLE ATAĞA GEÇECEK
Editor: admin
23 Haziran 2021 - 23:33

MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Türkiye odaklı yatırım stratejilerini şekillendirmeyi hedefleyen bu projede hangi strateji ve metodolojilere odaklandıklarını ise şöyle aktardı: “Türkiye’nin her biri kendine özgü varlıkları ile gelişmeye ve büyümeye elverişli şehirlerini, şehir markaları oluşturma felsefesiyle yapılandıracağız. Bu şehirlerin varlık envanterlerini belirleyerek, uygun olan şehirleri dünyadaki muadilleri ile kıyaslayacağız. Dünyadaki muadillerinin, kendi varlıklarını nasıl yüksek değerlere çevirdiğini ve hangi eylem planlarını uygulayarak bu noktaya ulaştıklarını analiz edeceğiz.”

 

Dünyada yeni bir dönem başlıyor ve yatırım kavramı da diğer pek çok kavram gibi kabuk değiştiriyor. “Bu değişimi iyi takip etmediğimiz ve dünya çapında doğru bir yatırım ağı kuramadığımız sürece maalesef doğrudan yatırımlar konusunda eksi hanemiz, milli sermaye stokumuzdaki erimeyi de tetikleyecek” diyen MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, bu noktada Türkiye’yi dünyanın yatırım pazarı haline getirme mantığını benimsemenin ve dünya çapında yaygın bir yatırım ağı kurmanın önemine dikkat çekti. 

 

“TÜRKİYE DAHA ÇOK YATIRIM ÇEKMELİ”

Türkiye’nin son yıllarda bilhassa doğrudan dış yatırımlar konusunda kan kaybettiğini vurgulayan Abdurrahman Kaan, “Her ne kadar 2020 yılı tüm dünyada yatırımları kilitlese de yeniden açılan ekonomik faaliyetler ve ticaret maalesef gelişmekte olan ülkelere doğru kayarken; Türkiye bundan gerektiğince nasibini alamıyor. Küresel doğrudan yatırımların yüzde 70'i gelişmekte olan ülkelere gitti. Asya'ya doğrudan yatırımlar yaklaşık 476 milyar dolar olurken; Çin, 163 milyar dolar ile dünyanın en fazla doğrudan yatırım çeken ülkesi oldu. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı bu yılın başında 2020 yılının yatırım envanterini yayınladı. Bu kadar bu çaplı bir düşüş, en son 1990 yılında görülmüştü. Yatırımlar tüm dünya genelinde %42 azalarak 1.5 trilyon dolardan, 859 milyar dolara düştü. Ancak 2020’nin sonlarından itibaren ve 2021 yılı içinde yatırım gelişmekte olan ülkelere doğru hacmini artırdı. Türkiye'yi ‘Batı Asya’ bölgesinde kabul eden UNCTAD'ın verilerine göre bu bölgeye yapılan yatırımlar, yüzde 24 gerileyerek 21 milyar dolar oldu. Türkiye'ye yapılan yatırımlar ise 2019'a göre yüzde 19 düşüş kaydetti ve maalesef son geldiği nokta, 2020’de 6.8 milyar dolar oldu. Bu yılın son aylarında ise maalesef eksi değerleri görmekteyiz. Yani yatırımcıların ciddi oranda ülkemizden çekilmesini seyretmekteyiz. En büyük iki yatırımdan ilki, Londra merkezli yatırım şirketleri Metric Capital Partners ve yerel ortağı Afendis Capital Partners'ın yönettiği, bir başka yatırım firması Yamma Investments'ın yaptığı yatırımdı. Diğer büyük yatırım ise kamuoyunda da oldukça konuşulan, Katar'ın Borsa İstanbul'dan yüzde 10 hisse satın almasıydı” yorumunda bulundu.

 

ŞEHİR EKONOMİSİNİN EN ÖNEMLİ BİLEŞENLERİ

Türkiye; jeopolitik konumu, dünden bugüne getirdiği kültür mirası, tarihi güzellikleri, tarımdan finansa, inşaattan otomotive, turizmden telekomünikasyona kadar pek çok farklı sektörde öne çıkan üretim ve ihracat performansının yanı sıra Türkiye ekonomisine katma değer sağlayan şehirleriyle de dikkat çekiyor. Dünya genelinde yapılan araştırmalara göre bir şehrin marka değeri kazanması, şehir ekonomisinin kurulmasını hızlandırıyor. Bu süreçte başrol oynayan en önemli kriterler ise iç ve dış yatırımlar… Şehir ekonomisinin; ekonomi ve coğrafyayı bir araya getiren hane halkları, firma ve yerel yönetimlerin, yer seçimleri ve diğer ekonomik, sosyo-ekonomik ve ekonomi-politik karar süreçlerinde şehrin, o şehri oluşturan bireyler ve şehrin temel özellikleri arasındaki optimum uyumu ve çıktıyı incelediğini belirtenKaan, sözlerine şöyle devam etti: “Bir şehirdeki yerel yönetimleri, kent planlamasını, o şehrin markalaşmasına temel hazırlayacak faktörleri, bu kriterlerin üretim ve pazarlama süreçlerini, bireylerin o şehirde neden yaşamayı tercih ettiklerini ve bu nedenleri artırmanın yollarını araştırmak ise şehir ekonomisinin en önemli bileşenleri arasında yer alıyor.”

 

ŞEHİRLERİ KENDİ ÖZGÜN DEĞERLERİ İLE KALKINDIRMA’ PROJESİ İLE TÜRKİYE’DEKİ ŞEHİRLERİMİZİ, DÜNYA MUADİLLERİ İLE KIYASLIYOR VE DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ OLUŞTURUYORUZ”

MÜSİAD’ın tam da bu noktada ‘şehirleri, özgün değerleri ile kalkındırma’ misyonu çerçevesinde özel bir proje kurguladığını ifade eden Abdurrahman Kaan, “Tüm bu sistem, aslında bölgesel ekonomilerin ve şehirlerin kendi değerleri ile işlenerek yüksek katma değerli varlık ve sermaye üretimini teşvik edecek ‘Şehirleri Kendi Özgün Değerleri ile Kalkındırma’ projesi ile birleştiğinde ‘yatırım sistematiği’ tamamlanmış oluyor. Yatırımın doğru kanalize edilmesi, yatırım ağı kurma stratejisinin ikinci temel dayanağı… Bu da ancak şehir ekonomilerinin doğru yatırımlar ile yeniden ayağa kaldırılması ve şehirlerin GSMH’ya olan katkılarının dünya muadilleri ile kıyaslandığında benzeri bir çizgide gitmesiyle mümkün. Türkiye’deki şehirlerimizi, dünya muadilleri ile kıyaslıyor ve değerlendirme kriterleri oluşturuyoruz” dedi.

 

CEVAP ARAYAN SORULAR

Kaan’a göre göçün, ciddi bir sosyo-ekonomik sorun olarak yükseldiği bu süreçte; şehir ekonomisi oluşturmak adına 7 önemli soruya yanıt bulunması gerekiyor:

1-Bireyler, o şehirde yaşamayı ya da o şehirde kalmayı neden tercih etmeli? 

2-Genç nüfus için doğduğu şehrin tanımı ve kıymeti nedir? 

3-Şehir, bireylere ne vaat ediyor?  

4-Şehrin ülke ekonomisindeki ağırlığı ve önemi nedir?  

5-Şehrin, ülkenin dünya pazarlarındaki rekabet avantajına sağladığı katkılar nelerdir? 

6-Şehrin, dünyadaki muadilleri ile kıyaslandığında artıları ve eksileri nasıl tanımlanıyor?

7-Şehrin, dünyadaki muadillerindeki ekonomik ve sosyal şartlara ulaşmak için yapılması gerekenler nelerdir?

 

BİR ŞEHRİ MARKALAŞTIRMA NOKTASINDA İKİ TEMEL MODEL ÖNE ÇIKIYOR: 6 KRİTERLİ ŞEHİR PERFORMANS ÖLÇÜMÜ’ VE ‘GLOBAL ŞEHİR ENDEKSİNE GÖRE BİRBİRİNİ TAMAMLAYAN ŞEHİRLER MODELİ’

Bir şehri markalaştırırken, nasıl bir model ile ilerlenmesi gerektiğine de karar verilmesi gerekiyor. Bu noktada ‘6 Kriterli Şehir Performans Ölçümü’ ve ‘Global Şehir Endeksine Göre Birbirini Tamamlayan Şehirler Modeli’ olmak üzere iki temel model ile ilerlendiğinin altını çizen Abdurrahman Kaan, “6 Kriterli Şehir Performans Ölçümü’ne göre şehirler; 6P de denen, 6 ayrı kategoride sınıflandırılıyor ve şehirlerin özgün nitelikleri bu kriterler üzerinden birbirleriyle kıyaslanıyor. Aynı kategorilerde olan şehirlerin elinde olan varlıkla, ürettiği değer arasında mukayese yapılıyor. Daha az değer üreten şehrin, aynı varlıklara sahip diğer şehrin düzeyine ulaşabilmesi adına gerekli yol haritası belirleniyor. Bu noktada, Londra son derece başarılı bir örnek… Şehir kodları ve şehrin bilinirliği kriterleri göz önüne alındığında Londra, dünyanın sofistike tatlarını keşfetmek isteyen turistler için adeta bir açık büfe… Sadece eğlence değil, kültür turizminin de odak noktası. Aynı zamanda dünya sermayesinin döndüğü devasa bir borsa… Hudson Yards’da 14 dönümlük halka açık alanın dışında, tüm ilçelerde yaratıcı fikirlerin sergilendiği kamusal yeşil alanlar ve bu alanların etrafındaki konut imarı ile New York da çok başarılı bir konuma sahip” yorumunda bulundu.

 

“MÜSİAD OLARAK KENDİ ÇALIŞMAMIZDA HEM ALTYAPIYI OLUŞTURURKEN HEM DE EYLEM PLANIMIZI HAZIRLARKEN; İKİ MODELİN TEMEL UNSURLARINDAN FAYDALANDIK”

‘Global Şehir Endeksine Göre Birbirini Tamamlayan Şehirler Modeli’nde ise şehirlerin; ‘mükemmel şehirler’ ve ‘gelişimi hızlı olan şehirler’ olmak üzere iki gruba ayrıldığını vurgulayan Kaan, şu açıklamada bulundu: “Gelişimi hızlı olan şehirler, dört alt kriter çerçevesinde kendini bir üst lige taşıyor. Mükemmel şehirler ise; iş hayatının canlılığı, insan kaynağı, bilgi alışverişi, kültürel deneyim, siyasi hayata angaje olma gibi 5 temel kriterin en yaygın olarak görüldüğü şehirleri kendi arasında gruplandırıyor. Bu temel başlıkların altında çeşitli alt kriterler ile ana faktöre ulaşması yani benzeşimi (eşleştirilmesi) en olası ve kolay şehir belirleniyor. MÜSİAD olarak kendi çalışmamızda hem altyapıyı oluştururken hem de eylem planımızı hazırlarken; bu iki modelin temel unsurlarından faydalandık.”

 

6 KRİTERLİ ŞEHİR PERFORMANS ÖLÇÜMÜ

1- Şehrin tanıtımı ve bilinilirliği (Promotin-Pm): O şehrin hem arama motorlarında hem geleneksel medyada hem de yeni nesil sosyal medyada ne kadar sık adının geçtiği belirleniyor. Fenomenlerin şehre gösterdikleri ilgi, sinema ve müzik sektörünün bu şehri plato olarak kullanma sıklığı, arama sonuçlarında ilk sıralarda çıkma ve görsellerin özenle yayınlanmış olması gibi kriterler dikkate alınıyor. 

2-Kamuya açık alanların kalitesi (Place-Pc): Şehrin doğal yapısı, tarihsel ya da yeni dönem mimarisinin şehrin tarihi ile sağladığı uyum analiz ediliyor. Sokak ve mahallelerdeki temizlik, güvenlik, park alanları, yeşillik-peyzaj ve  şehirdeki suç oranı, kamuya açık alanların kalitesini belirleyen temel bileşenler olarak öne çıkıyor.

3-Şehrin sağladığı çıktı (Product-Pd): Şehrin kilit kurum ve kuruluşları (Strazburg-AB Komisyonu, Paris-MEDEF Merkez, Newyork FED), dünya çapında ün yapmış ve önemli araştırmalar yapan üniversitelerin varlığı, havaalanları ve ulaşım ağlarının diğer şehirlerle olan bağlantısını sağlayacak altyapı ve bağlantı noktaları, müze, kongre merkezi ve tanınmış oteller gibi diğer çekici unsurlar, şehrin performansını belirleyen en önemli maddeler arasında yer alıyor.

 4-Şehrin sağladığı refah düzeyi (Prosperty-Ps): Şehrin hem girişimcilik hem de sermaye bileşenlerinin iyi yönetilmesi adına GSYH’ya sağladığı destek ve dünyaca öncü 500 şirketten kaçının, o şehirde yatırımının olduğu veya o şehirde kurulduğu inceleniyor.

5-İnsan kaynağı (People-Po): İnsan kaynağı, bir şehrin performans kriterini belirleyen en önemli yapı taşlarından biri… Kültür düzeyinden okuryazarlığa, üniversiteli sayısından o ilde yerleşik ve göç etmemiş yerli nüfus sayısına kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Şehirdeki suçlu sayısı, çocuk yapma oranı, nüfus yoğunluğu, nitelikli insan gücü gibi farklı parametreler değerlendiriliyor.

6-Şehrin kodları (Programming-Pg): Kültürel, sanatsal aktiviteler, şehrin tarihi ve bu tarihin şehirde korunmuş izleri, şehrin mutfak kültürü ve dünyadaki yaygınlığı, ünlü restoranları ve eğlence mekânları, şehrin gece hayatının şekli gibi kriterlerin bütünü, şehirle özdeşleşen kodlar olarak tanımlanıyor.

 

“DEVLETİN; DOĞRU ŞEHRE, DOĞRU YATIRIM YAPMASINI TEŞVİK EDECEĞİZ”

Abdurrahman Kaan, bu projedeki temel çıkış noktalarını ve amaçlarını şöyle özetledi: “Türkiye’nin her biri kendine özgü varlıkları ile gelişmeye ve büyümeye elverişli şehirlerini, şehir markaları oluşturma felsefesiyle yapılandıracağız. Bu şehirlerin varlık envanterlerini belirleyerek, uygun olan şehirleri dünyadaki muadilleri ile kıyaslayacağız. Dünyadaki muadillerinin, kendi varlıklarını nasıl yüksek değerlere çevirdiğini ve hangi eylem planlarını uygulayarak bu noktaya ulaştıklarını analiz edeceğiz. Şehirlerimizin benzer girdileri yüksek GSYİH’ya neden çeviremediğini gözlemleyip, bu noktada nasıl bir aksiyon planı alınması gerektiğini belirleyeceğiz. Ve en önemlisi devletin; doğru şehre, doğru yatırım yapmasını teşvik edeceğiz.”

            

“GELECEKTE DEVLETLER DEĞİL, ŞEHİRLER YARIŞACAK”

Yeni dünyada şehirleri konumlandırmanın, devleti konumlandırmaktan daha kolay ve efektif olacağını aktaran Abdurrahman Kaan, “Gelecekte devletler değil, şehirler yarışacak. Benzer girdileri etkin yatırım ve iş modelleri ile geliştirdiğimiz takdirde söz gelimi Aydın’ın, Bordeux ile aynı katma değere sahip bir şehir olarak dünya ekonomisinde konumlanacağını yerli halkın ve girişimcinin idrak etmesi ve özümsemesi, aslında şehri sahiplenmek ve buradaki yatırımları hızlandırmak adına olumlu bir hamle olacak. Şehirlerimizin dünyadaki örnekleri ile aynı varlığa sahip olmasına rağmen kapasitelerini doğru alanlarda yoğunlaşarak kullanamamaları nedeniyle maalesef beklenen çıktı sağlanamıyor ve potansiyel değerlendirilemiyor” dedi. 

 

NASIL BİR YOL HARİTASI İZLENECEK?

“Global Şehir Endeksine Göre Birbirini Tamamlayan Şehirler Modeli’ni, Türkiye’de belirlediğimiz ve bu çerçeveye uyan şehirlerimizle eşleştireceğiz” diyen Abdurrahman Kaan, sözlerine şöyle devam etti: “New York, Paris, Londra, Washington, Hong Kong, Tokyo, Melbourne, St. Petersburg gibi iş hayatı, insan kaynağı, bilgi alışverişi, kültürel deneyim, siyasi angajman, en zengin 500, yerli olmayan nüfus, TV haberlerine ilgi, müzeler, konsolosluk ve ateşeler gibi kategorilerde öne çıkan lider şehirleri, fark yarattıkları alanlara göre şehirlerimizle örtüştüreceğiz. Aynı şekilde Global Şehir Endeksi’ne göre bireysel refah düzeyi, ekonomi, inovasyon, yönetişim, istikrar, altyapı, sermaye başına patent, bürokrasinin kalitesi, çevresel performans, şeffaflık, iş yapma kolaylığı, özel sektör yatırımları, doğrudan yatırım, kişi başına milli gelir, sağlık hizmetlerindeki gelişim gibi belirli alanlarda hızlı hareket eden şehirlerin nasıl fark yarattıklarından yola çıkarak, bu modeli de eşleştirdiğimiz şehirlerimiz için uygulayacağız.”

 

 

TÜRKİYE VE DÜNYA ŞEHİRLERİ HANGİ ORTAK PAYDADA BULUŞUYOR?

Kaan; Türkiye ve dünya şehirleri eşleşmeleri hakkında inovatif örnekler de verdi: “Örneğin; Afyon ilimizi Japonya’nın Beppu şehri ile eşleştirdik. Afyon’un başlıca gelir kaynağı tarım ve hayvancılık. İşlenen arazilerin %68'inde kuru tarım, %32'sinde ise sulu tarım yapılıyor. Afyon, kaplıca ve ılıca yönünden sayılı illerimiz arasında bulunuyor. İlde termal turizm faaliyetleri yıl boyu devam ediyor. Beppu da kaplıcaları ile tanınıyor. Tipik bir büyük ölçekli turizm bölgesi olan Beppu, Japonya'daki en büyük kaplıca ve kaplıca suyu üretim hacmine sahip. Elazığ ise Avusturya’nın Graz şehri ile eşleşiyor. Elazığ’da üretilen önemli ürünler; yenilenebilir enerji, madenler, su ürünleri, tarım ve hayvancılık ürünleri… Graz’ın en önemli endüstriyel alanları ise makine mühendisliği, çevre teknolojisi, çelik kirişli inşaat, ulaştırma ile ilgili üretim, elektrik mühendisliği ve elektronik. Erzincan ise Avusturya’nın Innsbruck şehri ile eşleşiyor. Her iki şehir de eğitimden sağlığa, ulaşımdan iletişime, sanayiden lojistiğe, tarımdan turizme, doğa sporlarından kültüre kadar birçok alanda paralellik sergiliyor. Avusturya’nın Salzburg şehri ile eşleşen Erzurum’un ortak paydası ise turizm odaklı faaliyetler… Türkiye’nin gül ve gülyağı üretim merkezi olarak öne çıkan Isparta ise bu noktada meşhur botanik bahçeleriyle Avrupa’nın çiçekli şehri olarak tanınan Fransa’nın Angers şehri ile eşleşiyor. Yat turizminden kongre turizmine, inanç turizminden kruvaziyer turizmine kadar turizm sektörünün her alanında önemli bir paya sahip olan İzmir ise Avutralya’nın Melbourne şehri ile benzer avantajlara sahip.”

 

 

 

YEREL 2023, MARKALAŞMA POTANSİYELİ OLAN MARKALARA DESTEK VERECEK

Bu projeyi destekleyen bir diğer açılımın; Yerel 2023 markasının kurulması olduğunu ifade eden Kaan, “YER 23 El şeklinde açılımı olan bu markamız, 2023 hedeflerimiz doğrultusunda markalaşma potansiyeli olan firmalarımıza destek vererek önce birer ulusal marka sonra ise onlardan seçilen firmalarla birer uluslararası marka çıkarmayı ve bu markaları marka katma değerleri ile birlikte dünya pazarlarına birer yatırım unsuru olarak ihraç etmeyi hedefliyor.  Projemiz kapsamında yerel unsurlarımız, üyelerimizin taraması ve yeterlilik testleri yapılmaya başlandı” dedi.