DEVLET VE HÜKÜMET...


DEVLET VE HÜKÜMET...

    Oğul milleti yaşat ki devlet yaşasın..
    Şeyh EDEBALİ

     Devlet, millet oluşumundan ve diğer unsurlardan meydana gelen örgütlü ve teşkilatlı bir yapıdır. Hükümet ise iktidardan ibarettir. Şu yanlışı hep yapıyoruz, devlet ve iktidar ayrı ayrı şeylerdir.

    Demokrasilerde anayasal sisteme göre hükümet yani icra organı yönetme yetisini yine halkından alır. Seçimle iş başına gelen siyasi iktidar hükümet olma yetkisini kullanarak ülkeyi yönetir, kendi programını hukukun üstünlüğüne göre uygulayarak hayata geçirir.

     Bugün ki siyasi iktidarı yani hükümeti, devlet zannederek, iktidara muhalif olacağım diye devletine düşmanlık yapanları görüyoruz. Oysa Oğuz töresi dediğimiz kurallar ilk dönemlerden itibaren bozkır da uygulanmış ve konferatif yapıdan devlet teşkilatına geçilmiştir. Töles boyları bu yapıya her zaman sadakatle bağlıdırlar.

    Siyasetin dili bugün için çok ayrıştırıcı olunca bizden olanlar veya olmayanlar diye iki farklı kategoriye ayrılmıştır. Muhalif olmak yapılan bir şeyi beğenmemektir, devlete karşı olmak değildir. Yani bu durum hükümet denilen icra organının yaptığı uygulamalara onay vermemek olarak görülmelidir. Siyasi iktidarı destekleyenlerin de böyle bir hakkı vardır, bu aynı zamanda demokratik bir haktır.

   Dünyada inançsız yaşayabilirsiniz fakat adaletsiz asla..
NİZAMÜLMÜLK

   Oysa bugün bu görüşlerin sahiplerine şucu, bucu diye hemen yafta vurulmakta ve sanki devlete karşı bir durum ortaya konulmaktadır. Her yapılanı takdir etmek tabilik veya biat kültürlerinin tek adamlık modelinin olduğu yerlerde görülebilir. İleri demokrasi dediğimiz halkın katılımcı olduğu ve hukukun üstünlüğünün uygulandığı yönetim sistemlerinde eleştiri mutlaka olmalıdır. Zira bu aynı zamanda yönetenlerin kendilerini çet etme ve düzeltme, imkanını bulabileceği bir durum da kendisidir.

    Milli birlik ve dayanışma ülke meselelerinde tek vücut olabilme dış mihrakların gerçekleştireceği oyunlara karşı alınacak önemli bir pozisyondur. Tarih boyu içten ve dıştan düşmanlarımız tarafından  yapılabilecek yıkımlara ve tahribata karşı birlik ve beraberliğimizi kardeşlik hukukumuzu hep ön planda tutmaya çalışan necip Türk milletinin birbirleriyle olan yardımseverliliği de çok önemsenmelidir. Bu durum aynı zamanda töreci bir anlayışın da gereğidir.

     Hassasiyetlerimiz hep aynı değil mi, son dönemlerde yaşadığımız sel felaketlerinde ve Orman yangınlarında hepimizin canı yanmadı mı? Tabi ki meselenin iktidara ait boyutu tartışılabilir, yanlışları masaya yatırılabilir fakat her meseleyi hükümete mal etmek de doğru değildir. Siyasi iktidarı destekleyenlerin ve eleştirenlerin böyle bir günde birlik ve beraberlik mesajları dışında ki söylemleri, bu ülkenin insanına ve hepimize zararlar verir. Kullanılan üsluba ve dile mutlaka çok dikkat etmeliyiz.

      Yönetilme biçimimiz, bizim düşünme biçimimize benzer genelde. Yani neye layiksanız o şekilde yönetilirsiniz. İktidarlar değişse bile yönetilme biçimimizin değişmemesi bu sebepledir. Çünkü biz de muhalif olmak, maalesef iktidar olamamak demektir sadece? Yani bu bir alternatiflik değildir. Bu durum yeni fikirler ve çözümler üretmez; mevcut iktidarı denetleyici rol üstlenmez muhaliflik! Yine onlar bir gün iktidar olduğunda mevcut alışkanlıklarını devam ettirmesi ise kaçınılmazdır. Bu durumu çok kez gördük ve yaşadık.

     Böylece hükümetin icraatlarını beğenmeyenlerin muhalif olmayı havalı bir şey sanması akıl tutulması ile alakalıdır. iktidarın gücünü devlet gücü sanan ahmaklar arasındaki tek fark, renk bile değil, ton meselesi kadardır..

Ali KARACA
İSTANBUL