Hakkını verelim; Avrupa’da çok kolay turu geçmek yok. 3 fark da yapsan, kendi sahanda gelirler ve bir güzel atak oyunuyla sana gününü gösterirler.
Sezon başlamadan değindiğim birkaç nokta vardı;
- Obi Mikel olmaz. Isıran, sert, duvar gibi bir ön libero alın. Geçen sezon yatarak geçiren Mikel’le OLMAZ, OLMAYACAK.
- Önerimiz Mehmet Topal’dı. Gitti Medipol Başakiehir’e.
- Yusuf Sarı ve adını bilmediğimiz bir sürü genç, oradan buradan topladığınız adamlarla şampiyonluk yarışı VERİLMEZ.
- Struddigge’de de aynı hüsranı yaşayabiliriz. Ona da dikkat.
İyi oyun, iyi oyuncularla oynanır. Trabzonspor’u ayakta tutan geçen sezonki oyuncular. Envekame, Ekuban, Abdülkadir Parmak, Novak. O zaman bi sürü transfer neden yapıldı? Ve neredeler.
AEK ilk devrede hatta ikinci devrenin ilk 20 dakikasına kadar topa sahip olarak, hem kanatları, hem göbekteki boşlukları denedi.
Başarılı da oldular. AEK hocası, defansını öne çıkararak, takımına avantaj sağladı. Böyle maçlarda, hızlı oyuncunla baskın hücumlar denemen lazım.
Lakin deneyemediler. Trabzonspor antreman yapmayan, yapsa da antreman yorgunu görüntüsü var. İlk devre direnememelerini başka neye yoralım. Karşılarında klas bir takım yoktu ki! Eğer AEK ileri ucu, Sparta Prag ileri ucu kadar yetenekli olsa, tur mur hikaye olurdu.
Trabzonspor, ikinci devrenin ortalarından sonra toparlandı. Yusuf Sarı hata yapsa da taraftarın ona yüklenmesi yanlış Bir Yusuf Sarı mahvetmedi olayı. Maalesef taraftar kendine kurban arıyor. Takım uyuyarak top oynadı evet. Taraftar da bizim gibi televizyondan izler gibi maçı izledi. Rakibi baskı altına alan taraftarı özlüyoruz.
Gruplar hayırlı olsun. Kimler gelir, ne gelir bilmem ama Trabzonspor, bu takımla çok zorlanır. Herşeye rağmen, Trabzon’da 0-2’lik sonuç moral bozsa da turun geçilmesi daha önemliydi.