MAÇKA'NIN SİMGESİ: SÜMELA MANASTIRI

MAÇKA'NIN SİMGESİ: SÜMELA MANASTIRI

MAÇKA'NIN SİMGESİ: SÜMELA MANASTIRI
Editor: admin
03 Temmuz 2021 - 05:19

Binlerce yıllık tarihi geçmişi, denizin mavisi ve doğanın yeşili ile kucaklaşan şehirdir Trabzon. Yaylaların, ormanların çevrelediği vadilerin meydana getirdiği eşsiz güzellikleriyle bir doğa harikasıdır; Trabzon’un ilçesi Maçka. Tarihi ve mimarisi ile dikkat çeken ünlü bir manastıra  ev sahipliği yapar; Sümela Manastırı’na. Maçka'nın sembolüdür; kalbinin attığı yerdir Sümela Manastırı.
Trabzon’a gittiğimde, Maçka'nın yaylalarında fotoğraf çekmeye başlamadan önce Sümela Manastırı ilk uğrak yerim oldu.  Tripodumu kurup fotoğraf makinemi çekim için hazırladığım sırada yağmur çiselemeye başlamıştı ki ilk kadrajım hafıza kartına çoktan kaydedilmişti. Yağmur durduktan sonra diğer kareler peş peşe gelmeye başladı. Göreni  büyüleyen, rüya alemine sürükleyen bu müthiş mimari karşısında heyecanlanmamak mümkün değildi. Gökyüzüne yükselen yeryüzündeki sanat abidesi tüm heybetiyle karşımda duruyordu. Baktıkça adeta daha da yükseliyor hissi uyandırıyordu; böyle bir eserin insan eliyle yapılmış olması düşündürücü ve şaşırtıcıydı.
Yürüyerek ve zorlanarak çıktığımız kıvrımlı ve yokuşlu bir yoldan, yüzyıllar önce ve o zamanın teknolojisi ile bu denli görkemli bir yapının sarp bir yamaçta kurulması inanılmazdı. “İnsan ötesi bir güç  yardım etmiş olmalıydı “ diye düşünmeden duramadım o an. Bu düşüncelerle motivasyonum zirve yapmış bir durumda, büyük bir zevkle değişik açılardan fotoğraf çektikten sonra manastırdan bir hayli uzak olan seyir terasına gitmek için yola koyuldum. Seyir terasından bakıldığında ise görüntü masalsı bir havaya bürünmüştü; ormanların arasında küçük bir inci tanesi gibi gizemli bir şekilde kendini gösteriyordu Sümela Manastırı.
Meryem Ana adına yapılan Sümela Manastırı denizden 1150 metre ve vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikte yer almaktadır. Panagia (Meryem Ana) Deresi’nin batı yamacındadır. Karadağ‘ın Altındere Vadisi'ne hakim eteklerinde, sarp bir kayalık üzerinde kayaların oyulması ile yapılan Sümela Manastırı, “Rum Ortodoks Kilise ve Manastır Kompleksi” dir.
Manastırın yapılışı ile ilgili olarak,  bir efsaneye göre, biri İstanbul'da diğeri Atina’da yaşayan Barnabas ve Sophronios isimli iki keşiş, Havari St. Lucas'ın yapmış olduğu ve “Meryem Ana’nın bebek İsa’yı kollarında tuttuğu” ikonanın, bir dağa geldiğini ve Meryem'in “bu dağda bana bir ev yapın” dediğini görürler rüyalarında. Birbirinden habersiz deniz yoluyla Trabzon'a gelen iki keşiş Karadağ'a geldiklerinde, buldukları bir mağarada rüyalarında gördükleri ikonayı görürler. Bunun üzerine mağaranın önüne duvar örerek mağarayı kiliseye dönüştürürler ki böylece manastırın ilk temelleri atılmış olur.
Kilisenin manastır şekline dönüştürülmesi ile ilgili 1000 yıllık dönem bilinmemekle birlikte, yerel efsanelere göre kilisenin  4. yüzyılda kuruluşundan sonra, 6. Yüzyılda İmparator Anastasios döneminde kiliseye yeni yapılar eklenir.  İmparator Justinianos döneminde de General Belisarios tarafından eklentilere devam edilir. Kilisenin manastıra dönüştürülmesinin  ilk dönemi 14. yüzyılda, Trabzon Komninosları İmparatorluğu'ndan III. Aleksios zamanındadır. Manastırın esas kurucusu olduğu, fresklerde ön plana çıkarılmasından anlaşılmaktadır. III. Aleksios Manastır’a yeni bir şekil vererek, 17 metre yüksekliğinde, 40 metre uzunluğunda, 14 metre genişliğinde ve 72 odalı bir manastır şekline getirmiştir ve tam bir düzen sağlamıştır.  18. yüzyılda ise birçok bölümü yenilenmiş ve duvarlar freskler ile süslenmiştir. Trabzon'un 1914-1918 yıllarında Rus işgali sırasında, manastıra el konulmuş ve sonrasında tamamı ile boşaltılmıştır.
Sümela Manastırı’nda Ana Kaya Kilisesi, Kutsal Ayazma, şapeller, kütüphane, mutfak, yemekhane bölümleri ve öğrenci odaları bulunmaktadır. Kaya Kilise’nin iç ve dış duvarları, manastır ve kiliselere özgü olan Hz. İsa’nın, Hz. Meryem'in ve havarilerin  hayatlarını anlatan fresklerle süslenmiştir. Hristiyanlar tarafından en önemli ve değerli nokta, fresklerin içinde en önemlisi olan Hz. İsa ve Hz. Meryem'in birlikte tasvir edildikleri freskin bulunduğu yerdir.
Etimolojik açıdan incelendiğinde, Sümela Manastırı ismini, dayandığı Karadağ (Oros Melas) dan alır. Manastır’ın gerçek ismi “Karadağ’daki Tanrı Anası” anlamına gelen “Panagia Stou Melas” tır.
Hristiyan Rumlar Mela Dağı'ndaki Panagia İkonu’ndan bir şey istedikleri zaman ”Stou Mela” derlermiş. Bu isim zamanla “Sou Mela” şeklinde telaffuz edilerek, günümüzde “Sümela”  ismiyle söylenmeye başlanmıştır.
Kuruluşundan günümüze kadar birçok dönem onarılmış olmasına rağmen, hala tüm ihtişamıyla ayaktadır Sümela Manastırı; insan ruhunu Tanrı’ya yükseltircesine. İnançla taçlandırdığı dünyaya bakışını mimaride yansıtır; yerçekimini hiçe sayan vakur duruşuyla.
Zarafetle mükemmelliği bir arada taşıyan bir sanat eseridir; tarihin sürekliliğinin bir simgesidir; Maçka’nın göz bebeğidir Sümela Manastırı.
 
Yazı ve Fotoğraflar: PROF. DR. ZERRİN ŞENTÜRK