Hacıkerimoğlu'nu Linç Etmek!

Yazarımız ve yayın kurulu başkanımız Aytekin Akay, Trabzonspor kongre sürecini değerlendirdiği yazısında Mustafa Hacıkerimoğlu'nun adaylığını kaleme aldı. Camia çok seslilikten tek sesliliğe neden evrildi? Trabzonspor gibi büyük kulüpler tek adaylı kongrelere gitmeli mi? Hepsi ve daha fazlası bu yazıda.

Hacıkerimoğlu'nu Linç Etmek!

Yazarımız ve yayın kurulu başkanımız Aytekin Akay, Trabzonspor kongre sürecini değerlendirdiği yazısında Mustafa Hacıkerimoğlu'nun adaylığını kaleme aldı. Camia çok seslilikten tek sesliliğe neden evrildi? Trabzonspor gibi büyük kulüpler tek adaylı kongrelere gitmeli mi? Hepsi ve daha fazlası bu yazıda.

Hacıkerimoğlu'nu Linç Etmek!
Editor: admin
09 Kasım 2024 - 12:40

Aytekin Akay Yazdı
 
Hacıkerimoğlu’nu Linç Etmek!
 
 
Yine bir Aralık ayı ve kongreye doğru. Bu kez tek adaylı ve tek sesli. Bildiğiniz gibi bir süre önce eski TFF yöneticisi Mustafa Hacıkerimoğlu, Trabzonspor başkanlığı için nabız yokladı. Hacıkerimoğlu Türkiye Futbol Federasyonu’nun yakın dönemde yöneticisiydi. Öne çıkmadı kendisini parlatmadı, adaletli Türk futbolu adına iyi işler çıkardı. 
 
Trabzonspor başkanlığı, her Trabzonlu gibi onun da hayali, ülküsü. Bununla ilgili kısık da olsa bir ses verdi. O sesi kısmak için sabah erken kalkan açıklama yaptı; “Mevcut başkanın yanındayız.”
Oysa Hacıkerimoğlu adaylığını açıklamadan önce camiaya neden aday olduğunu açıklayacaktı? Buna bile fırsat vermediler. 
 
Çünkü derin Trabzon hortladı, eski kafalar ve ortaçağ düşünceleri ortaya çıktı. Yahu bu camia, ona çok şey katan rahmetli Mehmet Ali Yılmaz’a bile, ‘buraya kadar’ demedi mi?
 
Çünkü hiç kimse sonsuz yetkili ve sonsuz sorumsuz olamaz. Böyle bir sistem hiçbiri kurumu geliştirmez ve iyileştirmez.
 
Trabzonspor’un sahibi kongrelerde kulübün geleceğini oylayan delegeleri ve taraftarıdır. Kimin başkan olup olmayacağına Trabzon’daki bir avuç mutlu azınlık değil, kongre üyeleri karar verir. Şeffaflık ve demokrasi bunu gerektirir. Demek ki, ‘adalet, adalet’ dediğiniz sadece bir maç değil, başka olaylarda ve durumlarda da ‘adil olmayı ve adil kalmayı’ becermektir. En azından vicdan bunu gerektirir. 
 
Trabzonspor, ülke sporunun son yarım yüzyılı için umudun adı oldu. Futbol üzerinden şehirdeki futbol potansiyelini ortaya çıkarmakla kalmamış, bunu Anadolu’ya da yaymış bir hikayenin adıdır. 
 
Böyle bir filmden sürdürebilir yeni filmler ortaya çıkmalıydı. Onun için sürdürülebilir kurumsallık diyoruz, onun için tek dönemlik başarılarla yetinmemek lazım diyoruz. 
 
Olayın o aday bu adayla ilgisi yok. Kimse Trabzonspor’dan büyük değil. Bir sorun görüyoruz, bu sorunun kurumu gerilettiğini ifade ediyoruz. Bir başkan adayı daha adaylığını açıklayamadan linç edilebiliyorsa, bu durum camia ve değerler adına bir tükeniştir. 
 
Büyük Trabzonspor ailesi olmak rekabete açık olmak demektir. Kendi içinde rekabetten kaçanlar, İstanbul kulüpleriyle bırakın yarışmayı, Anadolu kulüpleriyle yarışır hale gelir. Rekabet, üretkenlik demektir. Önce içerde üretkenliği tesis etmek gerekirdi.
 
Aslında Mustafa Hacıkerimoğlu camiaya bir fırsat verdi. Bu fırsatı göremeyenler daha yola çıkmadan onu linçledi. Oysa o her zaman Trabzonspor’un yanında dimdik yürüdü, korudu, kolladı, kötü emelleri olanı uzaklaştırdı.
 
Aday olmadı diyemiyorum, olamadı, izin vermediler. Trabzon’daki mutlu azınlık mutlu mesut olsun, Hacıkerimoğlu aday değil. Kaybeden kendisi olmadı, Trabzonspor oldu. 
 
Bu makamlar çok adaylı kongrelerle yaşar ve gelişir. Örnek Fenerbahçe. Aziz Yıldırım çıkmasaydı nasıl bir kongre ortamı olacaktı? Çıktıktan sonra neler oldu? Mourinho’nun bugün Türkiye’de olması bile, Aziz Yıldırım’ın adaylığının eseri.
 
Bu süreç bize şunu gösterdi ki, Trabzonspor adaletli, çok sesli, özgür ve özgün camiadan tek sesli ve adaletsiz bir camiaya doğru son hız ilerliyor. 
 
Kendine ve kendi insanına adil olmayan dışardan nasıl adalet bekler?
 

YORUMLAR