Türkiye Dokuma Atlası projesi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde sahneye taşındı

Anadolu'nun geleneksel dokumalarının aslına uygun olarak yeniden üretilerek, modern tasarımlarla dünyaya tanıtılması amacıyla Cumhurbaşkanı'nın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde yürütülen 'Türkiye Dokuma Atlası' projesi kapsamında hazırlanan dokumaların kültürümüzdeki yerini anlatan özel bir sahne gösterisi hazırlandı.

Olgunlaşma Enstitülerinin yenilenme çalışmalarının bir ürünü olarak hazırlanan "Türkiye Dokuma Atlası Projesi", Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı İstanbul Sabancı Beylerbeyi Olgunlaşma Enstitüsü tarafından yürütülüyor. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin (İTHİB) destekleriyle yürütülen projeye Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Ticaret Bakanlığı da katkı veriyor. Projenin koordinatörlüğünü Ayşe Dizman ve küratörlüğünü de Güneş Güner yapıyor. Projenin geleneksel sanatları, özüne sadık kalarak, modern tasarımlarla buluşturma vizyonuyla hazırlanan Türkiye Dokuma Atlası Sahnesi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki gösterimiyle büyük beğeni topladı. Arzu Kaprol, Nedret Taciroğlu, Ece Ege, Tuvana Büyükçınar, Dilek Hanif, Simay Bülbül, Gülden Bilgili, Gül Ağış ve Aslı Filinta gibi ünlü tasarımcıların Türkiye coğrafyasındaki yüzyıllık dokumalardan tasarladığı kıyafetler Türkiye Dokuma Atlası Sahnesi’nde hayat buldu. Proje kapsamında Üsküdar Çatması’nın desen ve renkleri, Denizli Buldan Bezi’nin doğal boyalı dokuması çağdaş tasarımlara dönüştü. Antep Kutnu, Ankara Sofu, Şal Şapik, Ehram, Beledi gibi dokumalardan hazırlanan örnekler de Türkiye Dokuma Atlası Sahnesi’nde sergilendi.

 

PROJE MARKALAŞMAYA BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK

Açılış konuşmasını gerçekleştiren Milli Eğitim Bakanlığı Bakan Yardımcısı Sadri Şensoy, Kadim Türk medeniyetinin mirası olan bu kıymetli hazinin gün yüzüne çıkarılması amacıyla Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı, yaygın eğitim kurumlarımızdan olan İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü koordinatörlüğünde Türkiye Dokuma Atlası projesini hayata geçirmiş bulunuyoruz. Proje kapsamında Türkiye’nin 81 ilindeki yöresel dokumaların keşfedilmesi, geçmiş ve günümüzdeki durumlarının karşılaştırılarak malzeme, teknik ve ham madde özellikleri açısından detaylı analizlerinin yapılması ve her bir dokumanın kimliklendirilmesi adına çalışmalar yapıyoruz. Böylelikle binlerce yıldır tarihi süreçten günümüze ulaşan bu hazinenin kayıt altına alınması ve yöresel dokumalarımızın asli hürriyetini kaybetmeden geleceğe aktarılmasını amaçlamaktayız. Kültürümüze sahip çıkarak geleceğe daha sağlam temeller atabilmek düşüncesiyle büyük bir heyecan duyarak yürüttüğümüz projenin Türk kültürünün binlerce yıllık hafızasına ışık tutmasını temenni ediyoruz.” dedi.

Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Volkan Ağar, “Türkiye Dokuma Atlası projesi ile Anadolu coğrafyasının binlerce yıllık dokuma kültürünün korunması, geliştirilmesi ve gelecek nesillere aktarılabilmesi amaçlanmaktadır. Proje ile dokumacılık kültürümüzün geleneksel ve çağdaş unsurlarla harmanlanarak ulusal ve uluslararası mecralarda bilinirliği ve etkinliğinin artırılması yanında Anadolu’nun zengin dokuma kültürü araştırılarak verilerin tek bir kaynakta toplanması, geleneksel dokumaların bölgesel hatta il bazında incelenerek teknik açıdan tamamlanması planlanmaktadır. Anadolu’ya has kumaş ve desen çeşitleriyle, özel motiflerle bezenmiş dokuma kumaş koleksiyonlarının geniş kitlelere tanıtılması amacına yönelik Türkiye’nin Dokuma Atlası projesinin dokuma kumaş sektörünün uluslararası arenalarda tanıtımına, ülkemizin marka ve moda algısının güçlendirilmesine ve sektör ihracatına olumlu katsı sağlayacağını görmekteyiz. Firmalarımızın rekabetçiliklerini artırması için katma değeri yüksek ürün üretimine yönelmeleri önem arz etmektedir. Moda, marka, tasarım, Ar-Ge ve inovasyon firmalarımızın ihracat stratejilerinde ve önceliğinde olmalıdır. Binlerce yıldır yaşadığımız bu kadim toprakların belki de bize sunduğu en güzel değerler arasında her yörenin kendine ait kumaşlarının üzerinde kullandığımız renkler, nakş ettiğimiz desenler ve semboller yer almaktadır. Bu değerler geçmişin ve tecrübenin birer göstergesidir.” dedi.

Türkiye Dokuma Atlası Sahne Gösterisi’nin açılışında konuşan Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin, “Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin öncülüğünde hayata geçirilen ve Anadolu’muzun geleneksel kumaşlarını, desenlerini ve renklerini günümüze taşıyarak dünyaya tanıtan “Türkiye Dokuma Atlası Projesi”, ülkemizin binlerce yıllık dokuma mirasının korunması, geliştirilmesi ve geleceğe aktarılması için önemli bir misyonu yerine getirmektedir. Kadınlarımızın basit dokuma tezgahlarında sevinçlerine, hüzünlerine, umutlarına ve hayallerine attıkları ilmeklerle başlayan binlerce yıllık serüvende ülkemiz bugün tekstil ve hazır giyim alanında dünya devi ülkelerden biri haline gelmiştir. Bu projenin de yerli tekstil firmalarımızın markalaşmasına ve uluslararası pazarda isimlerini duyurmasına büyük katkı sağlayacağına inanıyor ve paydaşı olmaktan gurur duyuyorum.” diye konuştu.

GEÇMİŞ İLE GELECEK ARASINDA KÖPRÜ KURULUYOR

Türk tekstil sektörünün ihracattaki gücünü vurgulayan İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, “Türk tekstil sektörü 2021 yılında Cumhuriyet tarihi rekoru kırarak 12,9 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi.  Dünyanın en büyük 5. tekstil ihracatçısı olan sektörümüz, küresel ligde yeni başarılara imza atmak için gücünü köklü geçmişinden ve sürdürülebilirlik vizyonundan alarak 2022 yılında 15 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak için çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor.” dedi. 

Türkiye Dokuma Atlası projesiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Ahmet Öksüz, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ilk defa açılışı gerçekleştiren “Türkiye’nin Dokuma Atlası Sergisi” ile, Anadolu’nun binlerce yıllık tasarım ve dokuma yolculuğuna ışık tuttuk.  Yüzyıllardır ilmek ilmek işlenen dokumalarımız, tekstil sektörümüzdeki bu kültürel mirasımız; küresel ligde bizim bir adım önde olmamızı sağlıyor. Şimdi de proje kapsamında bu kıymetli dokumaların değerli tasarımcılarımızın elinde hayat bularak bu sahnede dev bir gösteriye dönüştürülmesi bizleri gururlandırıyor. Bu projenin paydaşlarından biri olarak; geçmiş ile gelecek arasında kurulan bu köprüde rol oynamak ve bu tarihi mirasın küresel ölçekte bilinirliğini artırmak, Birliğimiz ve sektörümüz adına paha biçilmez öneme sahip. Projemiz kapsamında bu yıl itibariyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki sergimizi İstanbul’da da açmak üzere çalışmalara başladığımızın müjdesini paylaşmak istiyorum.” diye konuştu.