GÖZTEPE TRABZONSPOR

Hayırlara sebeb olacak yenilgi buna demek lazım. Bu takıma takviyeler ve yine takviyeler yapılmasına ne kadar karşı çıksak da, görüldü ki, care takviye. Stopere, sola, öne, ortaya merkez oyuncu almazsanız, ileriki haftalarda sıkıntılar daha da büyür. Önce hoca gider, sonra kongre olur. Yani bildiğiniz Trabzon. Ersun Yanal’ın geçen haftaki Fenerbahçe maçındaki Rodeyega’yı aldı almadı tercihine saygı duyuyorum. Rodeyaga olsaydı da Trabzonspor, geri çekilecekti. Psikoljik bu. Ben sahada bilinçli topçu arıyorum. Ne yaptığını bilen, nereye koşmaması gerektiğini sezen. Kim, kim, kim? Hiç, hiç, hiç… Göztepe’nin sol kanat oyuncusu Trabzon’un sağ kanatını savunan Perera’sının belini kırmadığı kaldı. Bu mu 50. Yılın sol beki. Güldürün bizi bari. Erken bir yenilgi oldu diye, takımı, kulübü, hocasını, başkanını darağacına da çekmeyin. Ben başkana yakın bir gazeteci değilim. Sık sık onunla da konuşmuyorum. Konuşsaydım ona şunu derdim; Size olan güven endeksi hızla azalıyor. Lütfen, sosyal medyada son bir mesaj verip, sosyal medya hesaplarınızı kapatın derdim.

O mesaj ne?

“Hedefimiz Avrupa kupalarına katılmaktır.”  Trabzonspor maçta neyi belirledi. Rakibin oyununu mu bozdu, tempo mu yaptı? Trabzonspor dağınık, Göztepe, yakın ve üçgenlerle oynadı, hızlı oyuncuları ile boş alanları değerlendirdi. Kendi oyunlarını oynayarak kazandılar. Dengeli ve dikine bir takım görüntüsü verdiler. Muazzam bir takım değiller ama Trabzon seviyesinin üzerindeler. Kimse kızmasın, Konya’da da, Fener stadında da ben top oynayan bir Trabzon görmedim. Konya 65 dakika oynadı, Trabzon kazandı. Fenerbahçe, tek ayaklı takım gibiydi, onu bile mağlup edemedi.   Maalesef Trabzonsporluların psikolojisi bozuk. Bozuk, çünkü, 2 senedir Serdar Taşcı yazıp okuyorlar. Sisokko, Sosa, Kosa, fasa fiso yani. Asıl psikolojiyi bozan bunlar.   Yazıyı şimdi bir medya yalanıyla bitirelim. Milli Maç arasında bu takım toparlanır. Oyuncular birbirini tanır, şehre ısınırlar.