Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'nın ABD'deki Beyaz sarayda oval ofiste gerçekleştirilen ikili ve heyet halinde ki görüşmeleri, ülkemizde ki bazı medya gurupları tarafından bir zafer olarak ifade edilrlerken bir takım medya da daha zayıf bir görüşme olarak manşet yapmıştır. Her şeyi abartmak da üzerinize yoktur. Hoşnut olacağımız değil ülkemizin kazanım elde edeceği şeylerin gerçekleşmesi bizleri daha çok mutlu eder.
Referandumla birlikte tek adam unvanı alarak rejimi değiştiren sistemin galibi sayın Cumhurbaşkanımız ABD'de Trampın karşısına adeta bir başkan gibi çıkarak ülkemizin sorunlarını daha diplomatik üslubla ifade etti. İki net mesajla sayın Cumhurbaşkanımız Pyd ve Ypg gibi terör örgütünün küresel anlamda destek bulmamasını ve Fetö terör örgütünün elebaşının iade edilmesini istedi. Bu görüşmede ki en vurgu yapıcı konuşma sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğanın terör örgütlerinin silahlandırılmasını onlara yardım edilmesi ve muhatap alınmasını belirtmesi büyük başarı olarak görülebilir.
ABD başkanı sayın Tramp ne Pyd nede Fetö terör örgütünün başı ile ilgili hiç bir konuya gitmeyerek topu taca atarak konuşmasına devam etti. Bizim için burada bir başarı olabilmesi için ev sahibi ABD tarafından küresel teör örgütlerine karşı tavır alınması Orta Doğunun geleceği açısından da çok önemli bir gelişme olarak adledilebilecek bir durumdur.
İki ordu Türk ve ABD orduları arasında sorun olduğunu yine ABD eski Ankara büyükelçisi tarafından ifade edilerek 1 Mart 2003'te ki tezkere gündeme getirildi. Bu demektir ki ABD terör örgütlerine olan desteğini sürdürecektir gibi görünmektedir. Böl, parçala taktiği küçücük devletler projesi devam mı edecektir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın taleplerini iletmiş ne kadar karşılık bulacağını da yine hep birlikte bekleyerek görmüş olacağız.
Sayın Tramp daha çok kaçak güreşen diplomatik nezakete sahip bir evsahibesi gibi göründü. Başbaşa görüşme çok kısa sürdü. En çok merak edilen konu Rezza Zarap meselesi konuşuldu mu. Taleplerin karşılığı nelerin hayata geçirileceği stratejik ortağımız ABD tarafından onaylaması bizim başarımız olacaktır. Toplum olarak çok acele etmeyelim.
Zafer ve başarı büyük bir galibiyetin adıdır. Samimi ikili ilişkiler verilen sözlerin hayata geçirilmesi ile paralellik arz ederse o zaman ortadaki bir zaferi işaret eder.
Sonuç olarak dünya artık globalleşirken kendinizi bu durumun bir parçası olarak görürseniz o zaman başarı daha kolay olur. Medeni iki lider dünya üzerinde ki mesajları nezaket üslupları hayata geçirilmiş olarak Türklerin dostluğunu görmüş bir liderin ifadelerini beyan etmesi Korede ki ortaklığımızı ortaya koydu.
Sonuç terör bölgemizde ki örgütlerinin teröristletin muhatap alınması diplomatik ortaklığın ruhuna uygun olmadığını belirtmesi Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından net ortaya konması dünya kamuoyunun da bu mesajı nasıl okuyacağını yine hep birlikte izleyerek takip edeceğiz.
ABD bizim için bir müttefikten öte stratejik ortaktır. Bunu ve dostluğunu göstermesi özellikle terör örgütlerine bölgemizde yer olmaması ve Fetö meselesini çözüme kavuşturulması için bekletimize cevap verebilecek yaptırımları da yanında görmek istiyoruz. İlişkiler artık daha ılımlı hale geldiğini görebiliyoruz. Dosthane sıcaklık ortaya konulmuş sonuçları daha ilerde verimli hale gelmesi ülkemiz adına sevindirici olması açısından önemlidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kararlıdır ve yeni beklentilere cevap verilecek adımların atılmasını beklemektedir. Zira ülkemizin Güney bölgesi sıkıntıdadır. Her şey ABD tutum ve davranışlarında bitmektedir. Mesele bölgemizde bir Kürt devletinin kurulma çabalarına karşı pozisyon alma durumunun ortaya konulması adına yapacak olanları görmek olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bölünmez bütünlüğünden ve üniter yapısından taviz vermeyecek ve bölgesinde ki ceyran eden her olaya da müdahail olacaktır. Bu güç ve kudreti yüce Atatürkün dediği gibi damarlarında ki asil kandan almaktadır saygılarımla.